Emekli maaşının belirlenmesinde yalnızca yaş ve prim gün sayısı değil, emeklilik dilekçesinin verildiği yıl da büyük önem taşıyor. 2025 yılının sonuna yaklaşılırken, sigortalılar açısından hangi yıl emekli olunacağı gelir seviyesini doğrudan etkileyen başlıca unsurlardan biri haline geldi. Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, bu nedenle emeklilik planlamasının mutlaka takvim dikkate alınarak yapılması gerektiğini vurguladı.
Erdursun’un açıklamalarına göre, 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olanlar EYT kapsamına giriyor. Bu gruptaki sigortalılar için emeklilikte yaş şartı bulunmuyor. İlk işe giriş tarihine göre değişmekle birlikte, 5.000 ile 5.975 gün arasında prim gününü tamamlayan EYT’liler yaş beklemeden emekli olabiliyor.
8 Eylül 1999 tarihinden sonra sigortalı olanlar ise EYT kapsamında yer almıyor. Bu dönemde sigortalı olan kadınlar 58, erkekler ise 60 yaşını doldurmak zorunda.
Ayrıca SSK’lılar için 7.000 gün, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamındakiler için ise 9.000 prim günü şartı aranıyor. Erdursun, bu grupta hem yaş hem de yüksek prim gününün birlikte tamamlanmasının zorunlu olduğunun altını çizdi.
EYT kapsamında yer aldığı halde prim gününü tamamlayamayan sigortalılar için borçlanma önemli bir fırsat sunuyor. Erdursun, doğum, askerlik ve benzeri borçlanmalarla prim gününün artırılabildiğini, bu sayede emeklilik tarihinin öne çekilebileceğini ifade etti.
Borçlanma yapmayı planlayanlar için 2026 yılı ciddi bir mali eşik olarak öne çıkıyor. Erdursun’un verdiği bilgilere göre doğum borçlanmasında oran değişmese de asgari ücrete yapılacak zam nedeniyle tutarlar artacak. Askerlik, yurtdışı borçlanması ve Bağ-Kur ihyası gibi diğer borçlanma türlerinde ise hem oran yükseliyor hem de asgari ücret artışı maliyetleri katlıyor.
Borçlanmada ödeme tarihinin değil, SGK’ya yapılan başvuru tarihinin esas alındığını hatırlatan Erdursun, 31 Aralık 2025’e kadar müracaat edenlerin ödemeyi 2026’da yapsalar bile 2025 yılı şartlarından yararlanacağını belirtti. Bu nedenle yıl sonunun kaçırılmaması gerektiğini vurguladı.
Erdursun, SSK, Bağ-Kur ve 1 Ekim 2008’den sonra devlet memuru olarak göreve başlayanlar için emekli maaşı hesaplamasında yaklaşık yüzde 2 civarında bir düşüş yaşanabileceğine de dikkat çekti. Bu durumun da emeklilik zamanlamasını daha kritik hale getirdiğini ifade etti.
Mevcut durumda kıdem tazminatı tavanının 53.919 TL, brüt asgari ücretin ise 26.005,50 TL olduğunu hatırlatan Erdursun, 2026 yılına ilişkin beklentileri de paylaştı. Buna göre asgari ücrette yaklaşık yüzde 25 artış beklenirken, brüt asgari ücretin 32.500 TL seviyelerine, kıdem tazminatı tavanının ise yaklaşık 64.000 TL’ye yükselmesi öngörülüyor.
Özgür Erdursun, özellikle EYT kapsamında olup prim eksiği bulunanların, borçlanma ya da Bağ-Kur ihyası yapmayı düşünenlerin 31 Aralık 2025 tarihini kritik bir son gün olarak görmesi gerektiğini belirterek, emeklilik planlarının bu takvime göre yapılmasının büyük önem taşıdığını söyledi.