Prof. Dr. Görür, seçilen belediye başkanlarına kentlerinde tehlike analizi yapmaları gerektiğini söyledi. Bu analizlerin fay analizi kapsamında yapılması gerektiğini belirten Görür, fayların boyutunu, derinliğini, tekerrür periyodunu ve deprem potansiyelini incelemeleri gerektiğini vurguladı.


Araştırmaların jeolojik, jeofizik ve sismolojik alanları kapsaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Görür, bu çalışmaların mikro bölgeleme çalışmalarını içermesi gerektiğini belirtti. Bu sayede, fay analizleri yapıldıktan sonra deprem dalgalarının kentin altında nasıl hareket edeceğini detaylı bir şekilde öğrenilebileceğini dile getirdi.

Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'daki olası bir depremde ortaya çıkacak olan 300 milyon tona yakın molozun nereye gömüleceği sorusunu gündeme getirdi. Bu sorunun bugünkü hükümet, belediye ve hatta aday belediye başkanları tarafından dahi çözülemeyeceğini öne sürdü.

Prof. Dr. Görür "İstanbul depreminde 300 milyon tona yakın malzemenin, inşaat malzemesinin açığı çıkacağını düşünüyoruz. Peki, bu 300 milyon ton deprem molozunun nereye gömeceksiniz; bana söyleyin. Bunu bugünkü hükümet de bilmiyor, bugünkü belediye de bilmiyor. Belediyeye aday olanlar da bilmiyor, iddia ediyorum" dedi.

Prof. Dr. Görür, olası bir Marmara depreminde Trakya Bölgesi'nin de etkileneceğini belirtti. Trakya'da denizin altında bulunan bir fayın depreme neden olabileceğini açıkladı. Bu fayın uzunluğunun 160 kilometre olduğunu ve Silivri'den Yeşilköy'e kadar uzandığını ifade etti. Görür, böyle bir depremin Marmara Bölgesi'ni tamamen etkileyeceğini vurguladı.

Marmara Bölgesi'nde bir deprem beklentisi olduğunu belirten Prof. Dr. Görür, Kuzey Anadolu Fayı'nın depremleri doğudan batıya doğru taşıdığını ve bu durumun yüzyıllardır devam ettiğini dile getirdi. Son depremin Kocaeli'de olmasıyla birlikte İstanbul'un ve hükümetin uyarıldığını ve önlem alınması gerektiğini ifade etti.


"SANAYİMİZ DEPREME HAZIR DEĞİL"


Çorlu'ya da değinen Prof. Dr. Görür, bölgede gökdelen benzeri yapıların yükselmeye başladığını ve bu durumun bir rant hastalığı olduğunu belirtti. Çorlu'nun depreme karşı dirençli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, bölgenin ekonomisinin ve sanayisinin depremde çökmemesi gerektiğini, aksi halde toparlanmanın zor olabileceğini ifade etti.