Hukuki açıdan bakıldığında, işverenin yönetim hakkı önemli ölçüde sınırlandırılmış durumda bulunuyor. Bu sınırlar, işverenin işyerinde çalışanlar arasında haklı ve objektif bir neden olmaksızın keyfî ayrım yapmasını yasaklıyor.
Sosyal Güvenlik Uzmanı İsa Karakaş, işverenin çalışanlara dilediği gibi emir veremeyeceğini ve işçiler arasında keyfine göre farklı uygulamalarda bulunamayacağını vurguladı. Karakaş, işyerinde ayrımcılığa uğrayan çalışanların sahip olduğu haklara dikkat çekti.
Karakaş, işverenin yönetim hakkının yasadan, sözleşmeden ve işyeri uygulamalarından kaynaklanabileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İşverenin yönetim hakkı, işçinin imzaladığı sözleşme veya sözleşmenin eki niteliğindeki personel yönetmeliği hükümleriyle doğabilir. Ancak bu hak kapsamında yapılan değişikliklerin, işçinin kişilik haklarına, emredici hukuk kurallarına ve ahlaka aykırı olmaması gerekir. İşveren bu hakkını dürüstlük kuralına uygun şekilde kullanmak zorundadır.”
EŞİTLİK İLKESİ NEYİ KAPSAR?
İsa Karakaş, eşitlik ilkesinin temel dayanağının Anayasa olduğunu hatırlatarak, “Herkes; dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” hükmünün bağlayıcı olduğunu ifade etti.
İş Kanunu’nda da dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi nedenlere dayalı ayrımcılığın açık şekilde yasaklandığını belirten Karakaş, ücrette adalet sağlanmasının da eşitlik ilkesinin bir parçası olduğunu vurguladı.
Karakaş, işverenin işçiler arasında ancak haklı ve objektif sebeplerle farklı uygulamalarda bulunabileceğini belirtti. Yargıtay kararlarına da atıfta bulunan Karakaş, esaslı bir neden bulunmadıkça ve işin niteliğinden ya da biyolojik zorunluluklardan kaynaklanmayan durumlarda eşit davranma borcunun ihlal edilemeyeceğini söyledi.
Buna karşılık, sendikal nedenlere dayalı ayrımcılık ile siyasi görüş, düşünce ve dünya görüşü gibi gerekçelerle yapılan ayrımların kesin olarak yasak olduğunu vurguladı.
İşverenin eşit davranma borcuna aykırı davrandığının işçi tarafından kanıtlanması halinde ciddi yaptırımların söz konusu olduğunu belirten Karakaş, şu uyarıda bulundu:
“İşverenin eşit davranma borcunu ihlal ettiğinin ispatlanması halinde, İş Kanunu’na göre hâkim tarafından takdir edilecek şekilde, işçiye 4 aya kadar ücreti tutarında tazminat ödenmesine hükmedilebilir.”