Bedevilerle yaşanan çatışmaların şiddetlenmesiyle birlikte Dürzi gruplar, askeri üstünlüklerini kullanarak pek çok bedevi yerleşimini hedef aldı. Bölgede çok sayıda bedevi sivilin öldürüldüğü, evlerinin yağmalandığı ve binlercesinin Süveyda’dan göç etmek zorunda kaldığı bildirildi. Suriye ordusu yeniden müdahale kararı aldığında, Dürziler bu kez doğrudan ordu birliklerine karşı saldırıya geçti.

Suriye ordusunun bölgede üstünlük kurmaya başlamasıyla birlikte Dürzi gruplar, bu kez İsrail’den destek arayışına girdi. İsrail, hem askeri hem diplomatik yollarla Dürzilere destek verdi. İsrail savaş uçaklarının, Süveyda’da konuşlu Suriye birliklerini hedef aldığı ve bu saldırılarda yaklaşık 700 askerin hayatını kaybettiği iddia edildi. Ayrıca, İsrail’in Şam’daki Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı gibi stratejik noktaları vurduğu öne sürüldü.

Süveyda'nın bulunduğu bölge, sadece etnik ve mezhepsel açıdan değil, uyuşturucu rotaları açısından da kritik bir geçiş noktası olarak biliniyor. İsrail’in buradaki askeri angajmanının, Dürzi nüfusu Golan Tepeleri’ndeki Dürziler ile birleştirerek, PKK/YPG (SDF) kontrolündeki bölgelere bir geçiş koridoru açma hedefiyle bağlantılı olduğu belirtiliyor. Bu planın adı ise bazı uzmanlar tarafından "Davut Koridoru" olarak tanımlanıyor.

Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, İsrail saldırılarının ardından askerlerini Süveyda’dan çekti. Bu hamle birçok gözlemci tarafından “geri adım” olarak algılansa da gerçek kısa sürede ortaya çıktı: Şara, Suriye'nin dört bir yanındaki 40’tan fazla bedevi aşiretini Süveyda’ya yönlendirdi. Askerin yerine aşiret savaşçıları sahaya sürüldü.

Bu stratejiyle hem devletin doğrudan sorumluluğu azaltıldı hem de Dürzilerin bölgede kurmaya çalıştığı özerk yapının önü kesilmiş oldu. Bu esnada Şam yönetimi, "Bu meseleye aşiretler çözüm bulsun" diyerek resmi müdahaleden uzak durdu.

On binlerce silahlı bedevi savaşçısı, konvoylar halinde Süveyda’ya doğru harekete geçti. Otobüsler, tırlar ve pikaplarla yola çıkan bu gruplar, kenti tamamen kuşattı. Şehirdeki Dürzi isyancılarla çatışmalar başladı. Bölgede ciddi insani kriz tehlikesi doğarken, bazı kaynaklara göre sivillerin can güvenliği tehdit altına girdi.

İsrail basınında çıkan haberlerde, İsrail'in verdiği garantilere rağmen Suriye güvenlik güçlerinin Süveyda’ya girememesi eleştiri konusu oldu. Kanal 12 televizyonu, “İsrail’in garantörlüğüne rağmen Dürziler korunamıyor” yorumunda bulundu. İsrail, sahadaki aşiret milislerine karşı somut bir hamle gerçekleştiremedi.

Gelişmelerin ardından ABD, Türkiye ve Ürdün’ün de arabuluculuğuyla bir ateşkes zemini oluştu. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, İsrail Başbakanı Netanyahu ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara’nın ateşkes konusunda anlaşmaya vardığını açıkladı.

“Tarihi uzlaşı” olarak nitelenen bu mutabakatla birlikte taraflara silah bırakma çağrısı yapıldı. Açıklamada, “Dürziler, bedeviler, Sünniler ve diğer azınlıklar birleşik bir Suriye kimliği etrafında barış içinde yaşamalıdır” denildi.

Şam yönetimi, bedevileri vekil güç olarak kullanarak Süveyda üzerindeki kontrolünü yeniden sağladı. Süveyda’nın anahtarı Şam’ın eline geçmiş olsa da bölgede halen intikam duygusu taşıyan grupların varlığı, yeni çatışma ihtimalini diri tutuyor. Şam yönetimi son olarak bölgeye resmi askeri birlik göndereceğini duyurdu.

Editör Hakkında