Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı 2025 Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri’ne göre, göreli yoksulluk oranı bir önceki yıla kıyasla 0,6 puan azalarak yüzde 13,0 oldu.

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması kapsamında yapılan hesaplamalar, 2024 yılı gelir verileri esas alınarak gerçekleştirildi.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre oran düşerken, yüzde 60’ına göre hesaplanan yoksulluk oranı da 0,6 puanlık azalışla yüzde 20,6 olarak gerçekleşti.

TÜİK verilerine göre farklı gelir eşiklerine göre hesaplanan yoksulluk oranları şu şekilde oldu:

Medyan gelirin yüzde 40’ına göre: yüzde 6,2

Medyan gelirin yüzde 50’sine göre: yüzde 13,0

Medyan gelirin yüzde 60’ına göre: yüzde 20,6

Medyan gelirin yüzde 70’ine göre: yüzde 28,7

Bu veriler, gelir eşiği yükseldikçe yoksulluk riskinin belirgin şekilde arttığını ortaya koydu.

Hanehalkı yapısına göre yoksulluk oranları önemli farklılıklar gösterdi. En düşük yoksulluk oranı, çekirdek aile bulunmayan ve birden fazla kişiden oluşan hanelerde görüldü. Bu grupta yoksulluk oranı yüzde 3,9 olarak hesaplandı.

Diğer hanehalkı türlerinde oranlar şöyle gerçekleşti:

Tek kişilik haneler: yüzde 5,4

Tek çekirdek aileden oluşan haneler: yüzde 12,9

En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan haneler: yüzde 17,5

Kalabalık ve çok kuşaklı hanelerde yoksulluk riskinin daha yüksek olduğu görüldü.

Eğitim seviyesi yükseldikçe yoksulluk oranının belirgin şekilde düştüğü raporda net biçimde ortaya kondu. Eğitim durumuna göre yoksulluk oranları şu şekilde sıralandı:

Bir okul bitirmeyenler: yüzde 23,8

Lise altı eğitimliler: yüzde 13,0

Lise ve dengi okul mezunları: yüzde 7,5

Yükseköğretim mezunları: yüzde 2,5

Veriler, eğitimin yoksulluk riskini azaltmada en güçlü faktörlerden biri olduğunu bir kez daha gösterdi.

2025 yılı itibarıyla maddi ve sosyal yoksunluk oranı yüzde 11,9 olarak tahmin edildi. Bu oran, bir önceki yıla göre 1,4 puanlık düşüşe işaret etti.

Maddi ve sosyal yoksunluk, hanelerin temel ihtiyaç kalemlerinin önemli bir bölümünü ekonomik nedenlerle karşılayamayan fertleri kapsıyor. Söz konusu düşüş, yaşam koşullarında sınırlı bir iyileşme olduğunu gösterdi.

Dört yıllık panel veriler kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, 2025 yılında yüzde 13,6 oldu. Sürekli yoksulluk; son yılda ve önceki üç yıldan en az ikisinde yoksulluk sınırının altında kalan bireyleri kapsıyor.

İBBS 2. Düzey bölgelerine göre yapılan değerlendirmede, bölgesel refah farkları dikkat çekti. Göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler şunlar oldu:

TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli): yüzde 14,5

TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop): yüzde 14,3

En düşük yoksulluk oranı ise yüzde 4,6 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) bölgesinde kaydedildi.
TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) bölgesi ise yüzde 6,3 ile düşük yoksulluk oranına sahip diğer bölgeler arasında yer aldı.

Son yıl verilerine göre fertlerin yüzde 27,9’u yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunuyor. Bu oranın çocuklarda daha yüksek, yaş ilerledikçe ise daha düşük seviyelerde seyrettiği belirtildi.

Yaşam koşullarına ilişkin veriler, hanelerin önemli bir bölümünün konutla ilgili sorunlar yaşadığını ortaya koydu. Borç veya taksit ödemesi bulunanların oranı yüzde 56,4 olarak hesaplandı.

2025 yılı itibarıyla:

Kendine ait konutta yaşayanların oranı: yüzde 57,1

Kirada oturanların oranı: yüzde 27,0

Kira ödemeden, kendine ait olmayan konutta yaşayanlar: yüzde 15,0

olarak belirlendi.

Editör Hakkında