Toplumda yaygın olarak “omurga” veya “kalça romatizması” olarak bilinen Ankilozan Spondilit (AS) hastalığının genetik kökenli, kronik seyirli ve ilerlediğinde sakatlığa neden olabilen ciddi bir romatizmal hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kısacık, özellikle 40 yaş altı bireylerin risk altında olduğunu ifade etti.

“Bu hastalık genellikle genç yaşlarda başlıyor. Tanı konduğunda hastalar çoğu zaman henüz 20’li yaşlardadır” diyen Kısacık, AS’nin en belirgin belirtisinin bel ve kalça bölgesinde yoğunlaşan, dinlenmekle geçmeyen, aksine hareketle hafifleyen bir ağrı olduğunu belirtti.

preview image

"Gece uykudan uyandıran ve sabaha karşı şiddetlenen bel ağrısı varsa, bu sıradan bir ağrı değildir" diyen Prof. Dr. Kısacık, ayrıca hastalığın ayak bileği, diz ve topuk gibi farklı eklemlerde de ağrı ve şişliklere yol açabileceğini, bazı hastaların ise gözde iltihap (üveit) şikâyetiyle hekime başvurduklarını söyledi.

Geç Tanı Sakatlığa Yol Açabiliyor

AS hastalığının en büyük sorunlarından birinin, teşhis sürecinin gecikmesi olduğunu belirten Kısacık, “Yıllarca süren ağrılarla yaşamak zorunda kalan, ifadesi acıyla değişmiş hastalarımın hikâyeleri hâlâ aklımda. Tanı konulması bazen yıllar alabiliyor. Bu süreçte hastanın yaşam kalitesi ciddi oranda düşüyor, hatta kalıcı sakatlıklar gelişebiliyor” şeklinde konuştu.

Hastalığın tanısının, genellikle iltihaplı bölgelerin röntgen ya da MR görüntülemeleriyle konulduğunu kaydeden Kısacık, doğru tanının ardından kişiye özel bir tedavi planlamasının yapıldığını ifade etti.

1278840

Ankara’da geleceğin hekimlerine eğitim desteği Ankara’da geleceğin hekimlerine eğitim desteği

“Tedaviyle Adeta Yeniden Doğduklarını Söylüyorlar”

Prof. Dr. Kısacık, tedavi sürecinde yalnızca ilaç kullanımının değil, aynı zamanda hastaların yaşam tarzında yapılacak düzenlemelerin de büyük önem taşıdığına işaret etti. Egzersiz, duruş bozukluklarının önlenmesi ve sigara gibi tetikleyici faktörlerden uzak durulmasının tedavinin başarısını artırdığını vurguladı.

Kısacık sözlerini şöyle tamamladı:

    “Bu hastalığın tamamen ortadan kalktığını söylemek zor, ancak erken tanı ve etkili tedaviyle hastaların yaşam kalitesini çok ciddi şekilde yükseltebiliyoruz. Tedavi sürecinin ardından birçok hastamdan ‘Hocam, tedaviden sonra yeniden doğmuş gibiyim’ cümlesini duymak bana her zaman umut ve güç veriyor.”

Ankilozan Spondilit Nedir?

Ankilozan Spondilit, bağışıklık sisteminin vücudun kendi dokularına saldırmasıyla oluşan otoimmün bir hastalık olarak tanımlanır. Genellikle omurga, leğen kemiği ve büyük eklemlerde iltihaplanma ile kendini gösterir. Erkeklerde daha sık görülen bu hastalık, tedavi edilmediğinde omurgada hareket kısıtlılığına ve kamburluğa kadar ilerleyebilir.

Kaynak: İHA