Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) ev sahipliğinde düzenlenen “Deprem Bölgesinde Kültür Varlıklarının Yeniden Anlamı” konulu konferans Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleşti.
Moderatörlüğünü gazeteci Dursun Erkılıç’ın yaptığı konferansa; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan, İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Tarım Orman eski Bakan Yardımcısı ve Altındağ eski Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Kültür ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Sanem Arıkan konuşmacı olarak katıldı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Asrın depremini yaşadık, bütün dünya, depremle alakalı söz söyleyen insanların tespiti budur. Yani Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem asrın depremidir. Rabbim inşallah ülkemizi milletimizi Türk İslam coğrafyasını ve tabi ki bütün insanlığı bu tür afetlerden esirgesin, korusun ve kollasın. İftihar edeceğimiz şey şudur: Hamdolsun istikrarlı bir hükümet vardı. Daha evvel de yaşadığımız facialardan bizzat sahada olan birisi olarak neler yaşadım neler. Ama bu asrın depreminde netice itibariyle istikrarlı bir hükümet olması vesilesiyle ve Recep Tayyip Erdoğan’ın bu meseleyi bizzat takip etmesiyle öyle veya böyle yaralarımız bütün dünyaya parmak ısırtır şekilde sarılmaya başlandı. Vatandaşlarımız duyarlılık gösterdi her zamanki gibi. Ve tabi ki dünyanın diğer ülkelerinde de bir anda insanlık hatırlandı. İnşallah Gazze için de hatırlanır. Evet, canlarımız gitti on binlerce ve tabi ki milletimizin kültür ve medeniyet varlıklarının somut yapıları da zarar gördü, yıkıldı. Ama esas olan getiremediğimiz canlardır. Onları geri getiremeyiz, Allah onlara rahmet etsin. Engellilerimiz var işte sayın vekillerim çalışma yapıyorlar. Devletimiz ha keza inşallah bunların mağduriyetleri giderilecek ve bu arada bu somut kültür varlıklarımız sayın başkan burada, bakanlığımız ilan etti. Yılsonuna kadar 200'ü Allah’ın izniyle ayağa kalkacak. Anadolu tabiriyle eskisinden iyi olacak. Hiç endişe edilmesin. İfade ettiğim gibi bizzat cumhurbaşkanımız takip ediyor, bakanlığımız zaten çok duyarlı. Ve sadece o 200 yapının ayağa kalkmasıyla kalınmadı bakanlık yine bir şey ilan etti. Özel mülkiyetler var. Yani kültür varlığı ama özel şahsın, ona da dedi ki: “30 Kasım’a kadar müracaatını yap istediğin yardımı sana devlet verecek.” İşte devletin gücü bu. Onun için Allah’a hamdolsun Allah devlete millete zeval vermesin, şehitlerimize rahmet olsun. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Hem ülkemizin hem şehirlerimizin hem de bütün dünyanın ve insanlığın medeniyet sembolü olan o varlıklarımız en kısa sürede hepsi eskisinden daha iyi olarak onarılacak, onarılacak. Yeniden yapılacak, esasına uygun olarak yeniden yapılacak, ayağa kaldırılacak. Devlet de millet de bu hassasiyetle bakıyor, dünya da bizi seyrediyor. Hiçbir şeyde mahcup olmadığımız gibi bunda da mahcup olmayacağız Allahın izniyle. İnsanlığın kültür varlıklarını en kısa sürede Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milleti el ele ayağa kaldıracak.”
Kültür varlıklarının yeniden inşası önem arz ediyor
İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram, yaptığı konuşmada, “Malumunuz 6 Şubat depremi 11 ilimizde yaşanan Türkiye’nin en büyük depremlerinden bir tanesi. Allah bir daha ülkemize, dünyamıza, insanlığa bu tür afet yaşatmasın. O sabahı hayal dahi etmek istemiyoruz. Bütün tedbirleri alarak depreme dayanıklı şehirleri inşa etmemiz gerekiyor. Bu proje çok takdir edilecek bir proje. O bölgedeki kültür varlıklarının da yeniden inşası konusunda çok büyük önem arz ediyor. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bize kalan mirasın en iyi şekilde korunması en önemli görevlerimizden biridir.” ifadesini kullandı.
O Kültürel atmosferi, iklimi yeniden oluşturmamız gerekiyor
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Bizi biz yapan, hafızamızı, kimliğimizi, kişiliğimizi oluşturan kültürel miraslarımız yok oldu. Bunları yeniden oluştururken, yeniden hayata geçirirken o kültürel atmosferi, iklimi yeniden oluşturmamız gerekiyor. Ben bu anlamda derneğinizin yaptığı faaliyetleri değerli buluyorum ve İbrahim Gökdemir beyi yürekten kutluyorum. Bu hazırlanan videolar tekrardan belki o ortamları bize hatırlatacak, bilinen o kültür mahfillerinin oluşması için yapılacak çalışmalara ışık tutacak.” dedi.
Deprem bölgesindeki kültürel varlıklarımızı yeniden hafızalarımızda tutmaya çalışacağız
Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir, yaptığı konuşmada; “Bilindiği gibi 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizde sonucu oldukça ağır iki ayrı deprem yaşadık. On binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Yüzbinlerce kişi yaralandı. Devlet Millet olarak bu yaraları sarmak için yoğun gayretler gösterdik ve göstermeye de devam ediyoruz.
Deprem sonrasında Şehirlerimizde adeta yok oldu. Şehirlerle bütünleşen ve şehirlere can veren Kültürel varlıklarımızda bu depremlerden en ağır şekilde etkilendi.
Ne mutlu ki Devletimiz bütün imkânlarını kullanarak Depremde ağır kayıplar veren şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak üzere hızlıca harekete geçti. Bir yandan insanların yeniden yaşam alanlarına kavuşması için depreme dayanıklı konutlar inşa edilmeye başlanırken diğer yandan da şehirlerle özdeşleşmiş Kültürel varlıkları ayağa kaldırmak için kolları sıvadı.
İşte tam da bu noktada, deprem bölgesinde ki şehirlerimize hayat veren şehirlerimizin anlamı olan Kültür varlıklarımızın, tarihi mekânlarımızın unutulmaması ve bu mekânların şehirlerimiz yeniden eski günlerine kavuşana kadar kamuoyunda canlı tutulması için Kültür Sanat Muhabirleri Derneği olarak “Deprem Bölgesindeki Kültürel Varlıklarımızın Yeniden Anlamı” projemizi gerçekleştiriyoruz.
Projemiz kapsamında 15 gün boyunca Hatay, Kilis, Gaziantep Osmaniye, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde Kültürel varlıklarımızı oluşturduğumuz çalışma ekibimiz yerinde inceleyerek her bir ilimizdeki kültür varlıklarımızı kısa film haline getirdi. Bugün burada bu kısa filmlerin tamamından oluşan karma bir kısa filmi sizlere izlettirerek deprem bölgesindeki kültürel varlıklarımızı yeniden hafızalarımızda tutmaya çalışacağız. Bugünkü toplantımızdan sonra tüm bu dokuz ilimizde hazırladığımız kısa filmler sosyal medyalarda ve dijital mecralarda yayınlanmak üzere servis edilecek ve bir farkındalık oluşturulacaktır.” ifadesini kullandı.
Kültürel varlıkların korunması orada yıkılan evlerden daha önemli ve daha aciliyeti var
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tarım Orman eski Bakan Yardımcısı ve Altındağ eski Belediye Başkanı Veysel Tiryaki de, “Üzerimizde kesinlikle bizden sonraki nesillere aktaracağımız bir mesuliyet, emanet olarak bulunuyor bu kültür değerleri. Bunları korumadığımız sürece bizden sonraki nesillere aktarmadığımız sürece, fonksiyonlarını devam ettirmediğimiz sürece bu devasa kentlerde huzurlu yaşamamız mümkün değil. Hele hele deprem bölgesiyle ilgili emek verenlere canı gönülden teşekkür ediyorum, ellerine sağlık. Mutlaka; bana göre, lütfen burada sözüm yanlış anlaşılmasın, orada yıkılan evlerden daha önemli ve daha aciliyeti vardır bu yapıların korunmasının, ayağa kaldırılmasının. Çünkü bizi gelecek nesillere aktaran o yapılardır. Bizim tapumuzdur onlar ve bu yapılar devam etsin istiyoruz.” ifadesini kullandı.
Gönül istiyor ki tarihi değerleri eski halinden çok daha iyi şekilde inşa edelim
Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan da yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Mimari, yaşanılan mekânlar hem bizler için hem çocuklarımız için çok önemli katkılar sunuyor. Milli değerlerimizi bilmek sadece eğitimle ya da kuru bilgilerle olmuyor. Yaşayarak ve hissederek oluyor. Hani çok özel bir söz vardır. “Bana ne söylendiğini ve ne yapıldığını unuturum ama nasıl hissettiğimi hiçbir zaman unutmam.” diye, aslında şurada bile hissettiğimiz duygular eşsiz bence, yani bu tarihi ASBÜ binasına girer girmez inanılmaz güzel şeyler hissettim, hocama da söyledim. Hakikaten emek harcanmış hem de güzel bir bina. Bu anlamda da tebrik ediyorum, güzel bir iş çıkarılmış. Ben deprem bölgesinde yaklaşık 2 hafta, iki haftadan da fazla Malatya’da göreve gittim. İnanılmaz bir şeydi yani, Allah gerçekten bir daha yaşatmasın. Tabi o arada insan o kaybettiğimiz tarihi değerleri düşünmüyor. Orada çünkü büyük insan can kayıpları var. Gönül istiyor ki tabi bunları eski halinden çok daha iyi şekilde inşa edelim. Ayrıca Hatay’da gördüğüm kadarıyla gerçekten bütün şehri ayağa kaldırma azmiyle büyük bir çalışma yürütülüyor.”
Somut Olmayan Kültürel Mirasımızın korunması için de çalışıyoruz
Kültür ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Sanem Arıkan da konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bakanlığımız ilk günden itibaren tüm birimleriyle hem kültür varlıklarının korunmasıyla ilgili Kültür Varlıkları ve Müzeler o dönemdeki genel müdürümüz Gökhan Yazgı (şimdi bakan yardımcımız) ve Genel Müdür Vekilimiz Birol İnce Açıköz, koruma için çok kısa zamanda ihalelere başlayıp işleri hızla yürüttüler. Birçok camimiz ve yedi kalemiz ilk anda ele alınarak 200’e yakın eserin korunmasıyla ilgili ihaleler ve çalışmaların yüzde 80-90’ı tamamlandı ve bitmiyor devam ediyor. Sayın eski bakanımızın da az önce söylediği gibi ayrıca kültürel değeri olan bakanlığın vakfına ve kültür varlıklarına ait olmayan eserlerin de korunmasıyla ilgili çalışmalar yapılıyor. Bunun dışında sadece somut kültürel mirasımız değil somut olmayan kültürel mirasımızın da korunması için çalışıyoruz.”
Düzenlenen panelin ardından katılımcılara teşekkür belgesi takdim edildi.