Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 24 TV’de gazeteci Murat Çiçek’in sorularını yanıtladı. Canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Fidan, terörle mücadele, istihbarat faaliyetleri ve kendisine yönelik suikast girişimi hakkında dikkat çeken ifadeler kullandı.
“MİT’e girdiğim andan itibaren hedef oldum”
Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı’nda görev aldığı ilk dönemlerden itibaren bazı çevreler tarafından hedef haline getirildiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bizi PKK ile birlikte hareket etmekten savcılığa verdiler, MİT TIR’larıyla ilgili savcılığa verdiler olmadı."
“Suikasta maruz kaldık”
Fidan, yalnızca karakter suikastı değil, doğrudan fiziksel suikast girişimlerine de maruz kaldığını belirtti. Konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye'nin ana muhalefet partisinin terör örgütlerinin, mafyanın ürettiği bilgiyi siyasette kullanması sıkıntılı bir durum. Diğer türlü biz fiziken de suikasta maruz kaldık, zehirlendik, karakter suikastına sürekli maruz kalıyoruz. Suikast girişimine uğradım. Ağır arsenik ve civa verildi, zehirlendim. Bunlar testlerde ortaya çıktı.”
“Terörsüz Türkiye için kritik eşiğe girildi”
Fidan açıklamalarında, Türkiye’nin terörle mücadelesinde kritik bir eşikte olduğunu ve bu noktada elde edilen kazanımların korunmasının büyük önem taşıdığını da vurguladı.
Programda ayrıca, istihbarat teşkilatının geçmişten bugüne yürüttüğü operasyonlar, Türkiye’nin bölgesel güvenlik stratejileri ve siyasi manipülasyonlara karşı alınan tedbirler de gündeme geldi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, konuk olduğu televizyon programında hem Türkiye’nin hem de bölgenin sıcak gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Fidan, Gazze’deki İsrail saldırıları, PKK’nın geleceği, Pakistan-Hindistan hattında tırmanan gerilim ve Türkiye’nin diplomatik inisiyatifleri hakkında net mesajlar verdi.
Bakan Fidan'ın açıklamaları şöyle;
Türkiye'nin terörle mücadele tarihi ortada. Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu yıllarda hem demokrasiyi ilerletme hem de güvenliği daha iyi noktaya getirme noktasında milli karar mekanizmalarını kullanarak ciddi bir irade ortaya koydu. Bugün itibari ile bakacak olursak örgüt Sayın Bahçeli'nin tarihi çağrısı, Cumhurbaşkanımızın iradesiyle bir cevap vermeyle ilgili kongre süreci geçirdi. Bugün haberlerde bugün ilan edileceği bilgisi geçildi. Ama anlaşılan bir müddet daha bekleme durumunda olacağız. Örgütün cevabını duymak için. Burada herkes iyi ve iyimser olmak istiyor ve gerçekten geldiğimiz noktada milli birlik bütünlük demokrasimizin geldiği nokta, insanların istediği imkanlara sahip olmaları, hiçbir ayrımcılığın olmaması meselesi. Türkiye'de terörü çoktan ortadan kaldırmış durumda zaten.
Silahların bırakılması tek başına yetmiyor. İllegal yapılarını istihbari yapılarını ortadan kaldırması gerekiyor. Hesap verilebilir bir örgütlenme modelini nasıl ki siyasi partilere STK'lara bu imkan tanınıyor ondan istifadeyle ilerletilmesi gerekiyor.
BİZ DE OLUMLU BİR BEKLENTİ İÇERİSİNDEYİZ
PKK'nın silah bırakmasına dair olumlu beklenti içerisinde olduğundan bahseden Fidan olmamasındurumunda da mücadeleye devam edileceğini söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti:
Bu örgüt için de kolay bir karar değil ama örgüt liderinin ortaya koydu tavra karşılık bir cevap verilmesi gerekir. Biz de olumlu bir beklenti içerisindeyiz. Ama olmaması da hayatın sonu değil. Zaten olmaması durumuna göre biz mücadele içerisindeyiz. Ama bu olursa gerçekten masum insanların masum gençlerin dağa çıkması kanın akması bir takım daha ileri bölgesel düzenin kurulması Irak'a da Suriye'ye de etki edecek ileriye dönük yatırımlar var. Suriye'de şu an yeni bir düzen kuruluyor. Artık silahlı bir mücadelenin olmadığı herkesin saygı duyduğu refahın paylaşıldığı bir bölge inşa etmemiz gerekiyor.
ÖRGÜTTEKİ İNSANLARIN DA MEMNUN OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM
Türkiye'nin kan kaybının başka ülkelerin işine geleceğini belirten Bakan Fidan ayrıca şunları da ekledi:
Örgütün başka ülkeler için hizmet ettiği ortada. Ben örgütteki insanların da çok memnun olduklarını düşünmüyorum. Var olan yeni şartlara göre bir durumu meydana getirecek bir karar içerisinde olmaları gerekiyor. Diğer ülkelerin durumu ne olur? Türkiye gibi potansiyeli çok yüksek kendi potansiyelini hayata geçiren bir ülkenin kan kaybı birçok ülkenin de işine gelir. Bunlar tabii ki belli bir beklenti içerisinde olabilirler. İstihbaratımızın güvenliğimizin geldiği noktada çevrilen oyunları misliyle görüyoruz. Sadece oyunlar değil oyunların arkasını da görüyoruz. Çok netiz, biz kimseye oyun kurmadığımız için bize kurulan oyunlara karşı koyma meşruiyetimiz var.