Dr. Mehmet Acımış, karaciğer yağlanmasının, karaciğer dokusundaki yağ oranının yüzde 5’in üzerine çıkmasıyla ortaya çıktığını belirtti. Bu durumun her üç kişiden birinde görüldüğünü söyleyen Acımış, "Alkol dışı karaciğer yağlanması, basit yağlanmadan siroza ve karaciğer kanserine kadar uzanan geniş bir yelpazede karşımıza çıkıyor" dedi.

Karaciğer yağlanmasının, vücuttaki diğer metabolik hastalıkların da habercisi olabileceğini vurgulayan uzman doktor, “Bu hastalık, obezite, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, insülin direnci ve diyabet gibi rahatsızlıklarla birlikte görülebilir. Ancak çoğu zaman erken dönemde belirti vermediği için hastalar, karaciğer yetmezliği bulguları ortaya çıkmadan farkına varamayabiliyor” ifadelerini kullandı.

“SİNSİ İLERLİYOR, GENELLİKLE TESADÜFEN TESPİT EDİLİYOR”

Dr. Acımış, karaciğer yağlanmasının genellikle kan testleri ya da rutin ultrasonografi sırasında rastlantısal olarak fark edildiğini söyledi. Hastalığın sinsi ilerlemesi nedeniyle farkındalığın düşük olduğunu dile getiren Acımış, “Amerika ve Avrupa’da siroz ve karaciğer nakillerinin en sık nedeni karaciğer yağlanmasıdır” dedi. Uzman, karaciğerin yağlanmasının aslında bir “kendini koruma cevabı” olduğunu ifade ederek, “Bazı kemoterapi ilaçları, antibiyotikler, parasetamol içeren ağrı kesiciler, ayrıca früktoz, mısır şurubu ve tatlandırıcılar karaciğerde alkol benzeri iltihap oluşturur ve yağlanmayı hızlandırır” açıklamasında bulundu.

HASTALIĞIN GÖRÜLME SIKLIĞI VE RİSKLERİ

Dr. Acımış, karaciğer yağlanması olan hastaların uzun vadeli takiplerinde ciddi sonuçlarla karşılaşıldığını belirtti. Yapılan araştırmalara göre, basit karaciğer yağlanması tanısı konulan hastaların yalnızca yüzde 3’ünde siroz geliştiğini, ancak iltihabi karaciğer yağlanması olan vakalarda bu oranın yüzde 30’a kadar yükseldiğini söyledi. Ölümlerin yüzde 43’ünün kalp-damar hastalıklarından, yüzde 23’ünün ise karaciğer dışı kanserlerden kaynaklandığını belirten Acımış, siroz ve karaciğer yetmezliğine bağlı ölümlerin yüzde 9 oranında görüldüğünü kaydetti.

TEDAVİDE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ ESAS

Dr. Mehmet Acımış, karaciğer yağlanmasının tedavisinde en etkili yöntemin yaşam tarzı değişikliği olduğunu vurguladı. “Karaciğerin toparlanabilmesi için hastanın en az yüzde 5 oranında kilo kaybetmesi gerekir. Eğer fibrozis mevcutsa bu oran yüzde 10 olmalıdır” dedi. Düşük kalorili beslenme ve haftada 500 ila 1500 gram arası kilo kaybı hedefi öneren uzman, günde 30 dakikalık egzersiz ve Akdeniz tipi diyetin en uygun yöntem olduğunu belirtti.

AKDENİZ TİPİ BESLENME ÖNERİSİ

Dr. Acımış, Akdeniz diyetinin temelinde taze sebze-meyveler, tam tahıllar, baklagiller, kuruyemişler, zeytinyağı ve balık gibi doğal gıdaların bulunduğunu hatırlattı. Kırmızı etin ayda birkaç kez, beyaz etin ve süt ürünlerinin ise ölçülü tüketilmesi gerektiğini vurguladı.

X’te gece paylaşım yapanlar dikkat! Ruh sağlığınız tehlikede!
X’te gece paylaşım yapanlar dikkat! Ruh sağlığınız tehlikede!
İçeriği Görüntüle

Ayrıca şekerli içecekler, işlenmiş gıdalar, unlu mamuller ve fast food ürünlerinden uzak durulmasını önerdi. Zeytinyağı, balık ve avokado gibi omega-3 yağ asitleri içeren besinlerin karaciğer sağlığını desteklediğini ifade etti. Son olarak, günde 2 fincan filtre kahve tüketiminin karaciğer yağlanmasına karşı koruyucu etkisi olduğunu belirten Acımış, “Doğal, işlenmemiş, lif açısından zengin gıdaları tercih etmek ve rafine ürünlerden uzak durmak karaciğer sağlığı açısından hayati önem taşır” dedi.

"ERKEN TANI HAYAT KURTARIR"

Dr. Mehmet Acımış, karaciğer yağlanmasının erken teşhis edilmesinin, siroz ve karaciğer yetmezliği gibi geri dönüşsüz tabloların önlenmesi açısından kritik olduğunu vurguladı. Hastaların düzenli olarak kan tahlili ve ultrasonografi kontrollerini yaptırması gerektiğini belirterek, “Karaciğer yağlanması sessiz ilerler, bu yüzden fark edilmeden ciddi hastalıklara dönüşebilir” ifadeleriyle uyarıda bulundu.

Kaynak: İHA