Rivayetlere göre bu genç, zina etme arzusunu doğrudan Peygamber Efendimiz’e iletti. Bu durum, ashab-ı kiram arasında büyük bir şaşkınlık ve öfke yarattı. Bir kısmı genci azarlamak ve cezalandırmak isterken, Peygamberimiz farklı bir yöntemle meseleyi ele aldı.
ZİNA YAPAN SAHABE KİMDİR?
Genç, huzura çıkıp şöyle dedi:
“Yâ Rasûlallah! Zina etmek istiyorum, bana izin verir misiniz?”
Ashab hemen tepki gösterdi, genci susturmaya çalıştı. Ancak Resûlullah (sav) sakin bir şekilde genci yanına çağırdı ve ona yaklaşmasını söyledi. Genç oturduğunda Peygamber Efendimiz ona şunu sordu:
“Bunu annen için yapmak ister misin?”
Genç, derin bir saygı ve korku ile:
“Hayır, vallahi istemem, yâ Rasûlallah!” diye cevap verdi.
Hz. Peygamber, aynı soruyu kızı, kız kardeşi, halası ve teyzesi için de sordu ve genç her defasında aynı cevabı verdi. Ardından Peygamberimiz şöyle buyurdu:
“Diğer insanlar da yakınları için böyle bir şeyi istemezler.”
CÜLEYBİB HİKAYESİ
Rivayetlerde belirtildiği üzere, Peygamberimiz mübarek elini gencin üzerine koyarak dua etti:
“Allah’ım, bunun günahlarını affet, kalbini temizle ve iffetini muhafaza eyle!”
Bu davranış, genç sahabenin zihninde derin bir iz bıraktı ve bir daha böyle bir düşünceyi aklından geçirmedi. Olay, Hz. Peygamber’in sabır, merhamet ve eğitimle yönlendirme yönteminin canlı bir örneği olarak aktarılır.
ASR-I SAADETTE EMPATİ VE AHLAK EĞİTİMİ
Bu hadis, zina gibi büyük günahlardan korunma konusunda, empati ve vicdan eğitiminin önemini gözler önüne seriyor. Peygamber Efendimiz, gencin yapacağı kötü eylemi kendi yakınları üzerinden düşündürerek, içselleştirmesini sağladı. Fiziksel müdahale yerine, ahlaki ve duygusal farkındalık ile çözüm üretildi.
HZ. CÜLEYBİB’İN İFFETİ KORUNDU
Rivayete göre genç sahabe, Hz. Cüleybib (ra), Peygamberimizin rehberliği sayesinde bir daha bu tür kötü niyetli düşüncelere kapılmadı. Bu olay, İslam ahlakında eğitimin ve rehberliğin önemini vurgulayan önemli bir örnek olarak günümüze kadar ulaştı.