İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) merkezli “yolsuzluk” ve “terör” iddialı soruşturmalarla başlayan süreç, 2025 boyunca dalga dalga genişledi; iddianameler, yeni gözaltılar, tutuklamalar ve “siyasi hedef” tartışmalarıyla ülke gündeminin ana başlıklarından biri haline geldi

19 MART SABAHI: SÜREÇ NASIL BAŞLADI?

Türkiye, 19 Mart 2025 sabahına İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı geniş kapsamlı bir operasyon haberiyle uyandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında, aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile belediyenin üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu çok sayıda isim hakkında gözaltı kararı verildi.

Soruşturmalar “yolsuzluk” ve yerel seçimlerde uygulandığı iddia edilen “kent uzlaşısı” başlıkları altında yürütülürken, operasyon kısa sürede siyasi bir krize dönüştü. CHP yönetimi ve muhalefet temsilcileri, sürecin “Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanı adayına yönelik” olduğunu savunarak operasyonu “19 Mart darbesi” olarak nitelendirdi.

23 MART TUTUKLAMALARI VE ÜLKE GENELİNDE TEPKİLER

Gözaltına alınan isimler, CHP’nin cumhurbaşkanı adaylığı için ön seçim yaptığı 23 Mart günü adliyeye sevk edildi. Bu tarihte Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda isim tutuklandı.

Tutuklamaların ardından başta İstanbul olmak üzere birçok ilde protesto gösterileri düzenlendi. CHP, süreci yalnızca bir adli soruşturma değil, doğrudan siyasi bir müdahale olarak tanımladı. Ön seçimde ise İmamoğlu’na 15,5 milyon kişinin destek verdiği açıklandı.

“TURPUN BÜYÜĞÜ” ÇIKIŞI VE YENİ SORUŞTURMA

Ekrem İmamoğlu, 27 Ocak’ta düzenlediği ve kamuoyunda “Turpun Büyüğü” olarak anılan basın toplantısında, CHP’li belediyelere yönelik soruşturmaların merkezinde yer aldığını öne sürdüğü bir bilirkişiyi kamuoyuna açıkladı.

Bu açıklamanın hemen ardından İmamoğlu hakkında “yargı görevi yapanı, bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” suçlamasıyla yeni bir soruşturma başlatıldı. Açılan davada İmamoğlu hakkında hapis ve siyasi yasak talep edilirken, duruşmalar Silivri’de yapılması nedeniyle ayrıca tartışma yarattı.

DALGA DALGA OPERASYONLAR: SORUŞTURMA GENİŞLİYOR

İBB merkezli soruşturma, 2025 yılı boyunca ikinci, üçüncü, dördüncü ve sonraki dalgalar şeklinde genişledi. Bu süreçte;

  • İBB bürokratları,

  • Belediye iştiraklerinin yöneticileri,

  • Belediye başkan yardımcıları,

  • Bazı belediye başkanları ve meclis üyeleri

hakkında “suç örgütü kurma”, “rüşvet”, “ihaleye fesat karıştırma”, “nitelikli dolandırıcılık” gibi suçlamalarla gözaltı ve tutuklama kararları verildi.

Operasyonlar yalnızca İstanbul’la sınırlı kalmadı; farklı illerdeki CHP’li belediyelere de uzandı.

“KENT UZLAŞISI” DOSYASI VE TERÖR İDDİALARI

Yerel seçimlerde CHP’nin kazandığı, DEM Parti’nin aday çıkarmadığı bazı belediyeler üzerinden yürütülen “kent uzlaşısı” soruşturması, sürecin en tartışmalı başlıklarından biri oldu.

Bu kapsamda belediye başkan yardımcıları ve bazı meclis üyeleri hakkında “silahlı terör örgütüne yardım” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla davalar açıldı. Bazı sanıklar tutuklanırken, bazıları adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Davalar halen devam ediyor.

DİPLOMA KRİZİ: İMAMOĞLU’NUN DİPLOMASI İPTAL EDİLDİ

2025’in en çok konuşulan başlıklarından biri de Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diploması oldu. İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu, 1990’daki yatay geçişin usulsüz olduğu gerekçesiyle 18 Mart’ta İmamoğlu’nun diplomasını iptal etti.

Muhalefet, bu kararı İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının önünü kesmeye yönelik bir hamle olarak değerlendirdi. Karar yargıya taşındı ancak yürütmenin durdurulması talepleri reddedildi. “Diploma davası” 2026’ya devreden başlıklardan biri oldu.

AVUKATLARA YÖNELİK SORUŞTURMALAR

Soruşturmalar yalnızca siyasetçileri değil, avukatları da kapsadı. Ekrem İmamoğlu’nun ve bazı İBB yöneticilerinin avukatları hakkında;

  • “Suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama”

  • “Yargılamayı etkilemeye teşebbüs”

  • “Soruşturmanın gizliliğini ihlal”

gibi suçlamalarla adli işlemler yapıldı. Bu durum, savunma hakkı ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını da beraberinde getirdi.

AZİZ İHSAN AKTAŞ DOSYASI VE AYRI BİR SORUŞTURMA HATTI

CHP’li belediyelere uzanan süreçte en kritik dosyalardan biri de Aziz İhsan Aktaş hakkında hazırlanan iddianame oldu. 578 sayfalık iddianamede çok sayıda belediye başkanı ve üst düzey yönetici “şüpheli” olarak yer aldı. Dava İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

İBB İDDİANAMESİ: 402 ŞÜPHELİ BİNLERCE SAYFA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB’ye yönelik ana soruşturma kapsamında 402 kişi hakkında hazırladığı yaklaşık 3 bin 900 sayfalık iddianameyi 11 Kasım 2025’te mahkemeye sundu.

İddianamede Ekrem İmamoğlu’nun “suç örgütü lideri” olduğu iddia edilirken, toplamda binlerce yıla varan hapis cezaları talep edildi. CHP cephesi ise iddianamede ciddi çelişkiler bulunduğunu savundu.

ANKARA’YA SIÇRAYAN SÜREÇ: ABB VE KONSER SORUŞTURMASI

Soruşturmalar yalnızca İstanbul’la sınırlı kalmadı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 2021–2024 yılları arasında düzenlediği konserler de mercek altına alındı. ABB’ye yönelik “ihaleye fesat” ve “görevi kötüye kullanma” iddialarıyla yeni davalar açıldı.

2026’YA DEVREDEN SİYASİ VE HUKUKİ KRİZ

2025 yılı boyunca CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar, yalnızca adli bir süreç olarak değil, Türkiye siyasetini doğrudan etkileyen bir kriz olarak şekillendi. CHP, süreci siyasi tasfiye olarak tanımlarken; iktidar cephesi ise “hukukun gereği” vurgusu yaptı.

Duruşmalar, temyizler ve yeni iddialarla birlikte bu dosyaların büyük bölümü 2026 yılına devretti. Sürecin hem hukuk hem de siyaset açısından etkilerinin uzun süre devam etmesi bekleniyor.

Aziz Yıldırım’dan Sadettin Saran iddialarına sert yanıt geldi!
Aziz Yıldırım’dan Sadettin Saran iddialarına sert yanıt geldi!
İçeriği Görüntüle

Kaynak: Haber Merkezi