Gazze’deki askeri kanat sorumlusu İzzeddin el-Haddad’ın, arabuluculara planı kabul etmediğini belirttiği ve planın “Hamas’ı bitirmek üzere tasarlandığını” düşündüğü aktarılıyor. El-Haddad’ın bu değerlendirmesi, örgütün planı reddetme gerekçesinin merkezine oturdu: kabul etseler de etmese de sonuç aynı olacak ve bu nedenle mücadeleye devam edecekleri vurgulanıyor.

Trump’ın 20 maddelik planı
ABD Başkanı Donald Trump’ın sunduğu 20 maddelik çerçeve, İsrail tarafından kabul edilmiş durumda. Çerçevenin kilit unsurları arasında Hamas’ın silahsızlanması ve Gazze yönetiminde gelecekte rol almaması yer alıyor. Ancak bu şartlar, Hamas içinde hem siyasi hem de askeri kanatta büyük dirençle karşılanıyor.
Hamas’ta siyasi kanat ile askeri kanat arasında görüş ayrılığı
Katar’daki bazı Hamas siyasi liderlerinin, planı “düzenlemelerle kabul etmeye açık” olabilecekleri ifade ediliyor. Ancak bu siyasetçilerin etkisinin sınırlı olduğu belirtiliyor; çünkü rehinelerin kontrolü -örgütün elindeki tek güçlü pazarlık kozu– askeri kanadın elinde bulunuyor. Bu nedenle Katar’daki liderlerin müzakemelerde belirleyici olma şansı düşük kalıyor.
Rehineler konusu
Hamas’ın elinde hâlen 48 rehin bulunuyor; bu rehinelerden yalnızca 20’sinin hayatta olduğu tahmin ediliyor. Trump’ın planı, ateşkesin ilk 72 saati içinde tüm rehinelerin teslim edilmesini öngörüyor; bu şart, Hamas içindeki muhalefetin en güçlü gerekçesi haline gelmiş durumda. Örgüt, rehine takasını tek pazarlık kozu olarak görüyor ve bu kozu kaybetmek istemiyor.
İsrail’in garantileri şüphe uyandırıyor
Trump’ın, İsrail’in planın şartlarına uymayı taahhüt ettiğini belirtmesine rağmen Hamas içinde ciddi bir güvensizlik var. Örgüt, rehineler teslim edildikten sonra İsrail’in askeri operasyonları yeniden başlatmayacağına inanmıyor. Bu güvensizliğin artmasında son dönemde yaşanan olaylar da etkili: geçtiğimiz ay Doha’daki Hamas liderliğine yönelik bir hava saldırısı ile suikast girişimi yaşandığı, bunun da İsrail-ABD ilişkilerinde gerilim yarattığı ve Hamas’ın kuşkularını derinleştirdiği aktarılıyor.
Hamas’ın BBC’ye açıkladığı 20 maddelik ret gerekçeleri
Hamas, BBC’ye gönderdiği metinde planı reddetme gerekçelerini 20 madde halinde sıraladı.
1-Silahsızlanmayı reddediyoruz; uluslararası gücü yeni bir işgal biçimi olarak görüyor ve bu sinsi plana aşağıdaki gerekçelerle karşı çıkıyoruz: Savaşın kesin ve nihai biçimde durdurulacağına dair açık ve bağlayıcı bir taahhüt yok.
2) Gazze’den tam ve geri dönülemez bir çekilmeye dair açık bir taahhüt yok.
3) Tutsakların/rehinelerin serbest bırakılmasından sonra savaşa ve saldırılara yeniden başlanmayacağına dair güvence yok.
4) Plan kabul edildikten sonra zorlama göç (tehcir) senaryosunun uygulanmayacağına dair bir garanti yok.
5) Tüm Filistinli mahkûmların serbest bırakılacağına dair taahhüt bulunmuyor.
6) Son yirmi yıldır sürdürülen ablukayı kaldırma yükümlülüğü yok.
7) Gerçek ve tam egemenliğe sahip bir Filistin devletinin kurulacağına dair hüküm yok.
8) İki yıldır süren saldırılarda hayatını kaybeden binlerce şehidin ve yaralının durumu ile tazminatları hakkında herhangi bir düzenleme yok.
9) Sektörde meydana gelen yıkımın sorumluluğunu İsrail ve ABD’ye yükleyecek bir hüküm yok.
10) Plan, bölge üzerinde uluslararası ve Arap vesayeti gibi bir himaye/işgal düzeni dayatıyor.
11) Plan, mevcut ve gelecekteki tüm direniş biçimlerini tasfiye etmeyi hedefliyor.
12) Plan, Netanyahu’nun savaşla ya da müzakerelerle elde edemediğini ona sağlamayı amaçlıyor.
13) Plan, Netanyahu’yu iç politikada koruyacak (yolsuzluk davalarında af) ve uluslararası alanda dokunulmaz kılacak (savaş suçları soruşturmalarından muafiyet).
14) Plan, özellikle Batılı çevrelerde İsrail’in uluslararası izolasyonunu kırmayı hedefliyor; bu amaç Netanyahu ve Trump tarafından da itiraf edildi.
15) Plan, normalleşme anlaşmalarının kapsamını genişletmek için sinsi bir zemin sağlıyor; Endonezya, Pakistan, Katar gibi başka Arap/İslam ülkelerinin de sürece dahil edilmesi bekleniyor.
16) Bu plan, Filistin tarihinin gördüğü en büyük komplo niteliğindedir ve utanç verici bir Arap–İslam işbirliğiyle yürütülmektedir.
17) Planın kabulü, İsrail’in zaferi; Filistin’in yenilgisi ve meselenin tasfiyesi demektir.
18) Planı kabul etmek, Filistin için siyasi bir intihar olur.
19-Özgürlük Örgütü’nün silah bırakıp İsrail’i tanımasının ardından yaşananların hatırlanması gerekir. Kısacası: Bu, Filistinlileri yalnızca İsrail’e değil, aynı zamanda Arap dünyası ve Müslümanların bir kısmına karşı tam bir teslimiyete zorlayacak; iki yıllık yağma, işgüzarlık ve suçun ardından yeni bir
20-Ortadoğu düzeni inşa ederek nihai sözün aşırı Siyonist sağa geçmesini sağlayacak bir hizaya getirme planıdır. Hüküm ve hükümranlık nihayetinde Allah’a aittir!