Şarm El-Şeyh’te Tarihi Zirve: Kalıcı Barış İçin Tarihi Adım
Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen uluslararası Barış Zirvesi, Orta Doğu’da yıllardır süren çatışmalara son verme yolunda tarihi bir dönüm noktası oldu.
İki yıl süren Gazze çatışmalarının ardından imzalanan “Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Anlaşması”, bölgede uzun vadeli barışın temellerini atmayı amaçlıyor.
Toplam 35 ülke liderinin katıldığı zirvede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi ve Katar Emiri Tamim El Sani aynı masa etrafında buluştu.
Zirvede, kalıcı ateşkes, insani yardımın güvenliği ve Filistin-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönem konuları ele alındı.
Erdoğan: “Bu İmzalar Tarihin Kayıtlarına Geçti”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirve sonrası yaptığı açıklamada, imzalanan anlaşmanın tarihi bir irade beyanı olduğunu vurguladı.
Erdoğan, “Attığımız bu imzalar sıradan değil. Bu imzalarla artık bu barış iradesi tarihin kayıtlarına girmiş durumda.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın paylaştığı metinde anlaşmanın resmi adı “Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Anlaşması” olarak yer aldı.
Bu açıklama, uluslararası basında geniş yankı buldu. CNN International, Reuters ve Al Jazeera gibi yayın organları, anlaşmayı “Gazze’de umut ışığı” olarak nitelendirdi.
Trump ve Erdoğan Aynı İmzayı Attı
Zirve, aynı zamanda Trump ile Erdoğan’ın uzun süredir ilk kez aynı platformda buluşması açısından da dikkat çekti.
İki liderin imzaladığı anlaşma, Orta Doğu’da kalıcı bir barış ve refah vizyonunu öngörüyor.
Trump, zirvede yaptığı konuşmada, “Bu anlaşma, çatışmayı değil, istikrarı kalıcı hale getirecek.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan ise, anlaşmanın uygulanması sürecinde Türkiye’nin aktif arabuluculuk rolü üstleneceğini belirtti.
Barış Anlaşmasının Resmi Metni Açıklandı
Erdoğan’ın paylaşımının ardından Trump Anlaşması’nın tam metni kamuoyuna sunuldu.
Metin, barış, güvenlik, hoşgörü ve refah kavramları üzerine inşa edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında “Bu belge, Orta Doğu’nun geleceğine dair bir umut beyannamesidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Anlaşması Metni
“Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Anlaşması.
Biz aşağıda imzası bulunanlar iki yıl aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdiren ve bölge için umut, güvenlik ile barış ve refah için ortak bir vizyonla tanımlanan yeni bir sayfa açan Trump Barış Anlaşması'na tüm taraflarca gösterilen tarihi taahhüdü ve anlaşmanın hayata geçilişini memnuniyetle karşılıyoruz.
Başkan Trump'ın Gazze çatışmasını sonlandırmaya ve Orta Doğu'ya kalıcı barış getirmeye yönelik samimi çabalarını destekliyor ve arkasında duruyoruz. Bu anlaşmayı Filistinliler ve İsrailler dahil olmak üzere bölgedeki tüm halklar için barış, güvenlik, istikrar ve fırsat sağlayacak şekilde birlikte uygulayacağız. Kalıcı barışın hem Filistinlilerin hem de İsraillerin refah içinde yaşayabileceği, temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının muhafaza edildiği bir sulh olacağı anlayışındayız. Anlamlı ilerlemenin ancak iş birliği ve devam eden diyalog yoluyla gerçekleşebileceğini ve uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlendirilmesini bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet ettiğini vurguluyoruz.
Aralarında Hristiyanlık, İslamiyet ve Yahudiliğin de bulunduğu kökleri bu topraklarda iç içe geçmiş inanç toplulukları için bu bölgenin derin tarihi ve manevi öneminin farkındayız. Bu kutsal bağlara saygı gösterilmesi ve kültürel miras alanlarının korunması, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olmaya devam edecektir. Aşırıcılık ve radikalleşmenin her türünü ortadan kaldırma kararlığında birleşmiş bulunuyoruz. Şiddetin ve ırkçılığın normalleştirildiği ya da radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği hiçbir toplum gelişemez.
Aşırıcılığı mümkün kılan koşullara eğilmeyi ve kalıcı barışın temelleri olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı desteklemeyi taahhüt ediyoruz. Bu vesileyle gelecekteki anlaşmazlıkların güç kullanımı veya uzun süreli çatışmalar yoluyla değil, diplomatik temaslar ve müzakere aracılığıyla çözülmesi yönünde taahhütte bulunuyoruz. Orta Doğu'nun sürekli savaşlar, tıkanmış müzakereler ya da başarılı şekilde müzakere edilmiş ancak parçalı, eksik veya seçici biçimde uygulanan anlaşmalar şeklinde cereyan eden döngüyü daha fazla kaldıramayacağının bilincindeyiz.
Son iki yılda tanık olunan trajediler gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğine dair acil bir uyarı işlevi görmelidir. Bu bölgenin ırk, inanç ve etnik kökene bakılmaksızın herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah arzularının peşinden gidebileceği bir yer olmasını sağlayarak, herkes için hoşgörü, haysiyet ve fırsat eşitliği istiyoruz.
Bölgede karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonunun peşindeyiz. Bu anlayışla Gazze Şeridi'nde kapsamlı ve kalıcı barış düzenlemelerinin tesisine yönelik kaydedilen ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgedeki komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı faydaya dayalı ilişkiyi memnuniyetle karşılıyoruz. Gelecek nesillerin barış içinde bir arada yaşayabilecekleri kurumsal temeller inşa ederek bu mirası hayata geçirmek ve sürdürmek için hep birlikte çalışacağımıza söz veriyoruz. Kalıcı bir barış geleceğine kendimizi adamış bulunuyoruz.”
