Koçyiğit, Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada, Bir halkın dili onun onurudur, onurlu yaşam mücadelemizi sonuna kadar yükseltecek bu yaşamı hep birlikte kuracağız ifadelerinin ardından Kürtçe konuşmaya başladı. Ancak Kürtçe cümlelerinin başlamasıyla birlikte mikrofonunun kapatıldığı görüldü. Koçyiğit’in sesi kısa süre sonra tekrar açıldı.

Bu durum üzerine Koçyiğit,Sayın Başkan, sayın vekiller; yine mikrofonumu kapattınız, gözden kaçmadı, kayıtlara geçsin. Bugünlerin geride kalacağı umudunu tekrar dinlendirmek istiyorum. Umarım bir gün bu Meclis’te Kürtçe konuştuğumuzda… şeklinde sözlerini sürdürürken mikrofonu yeniden kapatıldı. Oturumu yöneten Celal Adan ise divana dönerek Açıverin mikrofonu talimatını verdi.

OLAYIN ARKA PLANI NE?

Türkiye’de resmi dilin Türkçe olması sebebiyle Meclis Genel Kurulu’nda yapılacak konuşmaların da Türkçe olması gerektiği yönünde içtüzük düzenlemeleri bulunuyor. Bu kurallar zaman zaman özellikle Kürtçe gibi farklı dillerin kullanılmak istenmesi durumunda tartışmalara yol açıyor. Kürtçe ifadelerin resmi kayıtlara geçirilmesi ise teknik ve yasal zorluklar içerdiği gerekçesiyle engellenebiliyor.

TEPKİLER NE YÖNDEYDİ?

Koçyiğit’in Meclis'te Kürtçe konuşmasına yönelik müdahale, bazı çevrelerde demokratik temsil hakkına yönelik bir kısıtlama olarak değerlendirilirken, diğer yandan bazı hukukçular ve siyaset bilimciler ise TBMM İçtüzüğü’nün açık hükümlerine dikkat çekerek yapılan uygulamanın prosedürel olduğunu savundu.

Öte yandan, demokratik toplumlarda çokdillilik bir zenginlik olarak görülse de, Meclis gibi yasama organlarında resmi dil dışındaki dillerin kullanımı hâlâ tartışmalı bir alan olmayı sürdürüyor. Bu da siyaset kurumunun kapsayıcılığına dair yeni bir tartışma başlatmış durumda.

"YİNE MİKROFONUMU KAPATTINIZ"

Koçyiğit, konuşmasının kesilmesine rağmen tutumundan geri adım atmadı. Konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Bir halkın dili onun onurudur, onurlu yaşam mücadelemizi sonuna kadar yükseltecek bu yaşamı hep birlikte kuracağız.

Sayın Başkan, sayın vekiller; yine mikrofonumu kapattınız, gözden kaçmadı, kayıtlara geçsin. Bugünlerin geride kalacağı umudunu tekrar dinlendirmek istiyorum. Umarım bir gün bu Meclis'te Kürtçe konuştuğumuzda…”

Resmi işleyişin sürdüğü TBMM gibi anayasal kurumlarda, dil konusunda var olan içtüzük kurallarına uygun davranılması da yasama ciddiyetinin bir gereği olarak görülüyor. Demokratik temsil ile kurumsal kurallar arasındaki dengenin korunması, benzer gerilimlerin tekrar yaşanmaması açısından önem taşıyor.

Kaynak: Halk TV