Önümüzdeki yıl envantere girmesi beklenen insansız muharip uçak, yapılan atış testleriyle dahili silah bölmesinden de mühimmat kullanabildiğini doğruladı; bu da yerli mühimmatın daha geniş ve hızlı şekilde uygulanmasına imkân tanıyacak.
TESTLERDE YENİ KABİLİYETLER
KIZILELMA programı kapsamındaki son sınamalar, uçağın yalnızca dış taşıyıcılardan değil, içindeki bölmeden de mühimmat atışı yapabildiğini gösterdi. Bu yetenek, platformun görev çeşitliliğini artırıyor; hem hava-hava hem de hava-yer görevlerinde farklı taktik seçenekler sunuyor ve operasyonel esnekliği güçlendiriyor.
İNSANLI UÇAKLARA ETKİSİ
Uzmanlar, KIZILELMA’nın envantere katılmasıyla F-16 ve F-4 gibi insanlı uçakların bazı görevlerinde rollerin insansız platformlara kayabileceğini belirtiyor. Geçiş, insanlı uçakların görev sürelerini ve dolayısıyla bakım ile işletme maliyetlerini azaltma potansiyeli taşıyor; aynı zamanda görev planlamasında daha fazla taktiksel seçenek doğuruyor.
MALİYET VE ENTEGRASYON AVANTAJLARI
Savunma sanayisi uzmanı Yusuf Akbaba’ya göre, yabancı menşeli insanlı uçaklara yerli mühimmat entegre etmek genellikle izin süreçleri, uzun süreler ve yüksek maliyetler gerektiriyor. KIZILELMA’nın tamamen yerlilik esasına dayanan yapısı ise bu engelleri ortadan kaldıracak; mühimmat ve platform aynı ekosistemde olduğundan entegrasyon daha hızlı ve ekonomik gerçekleşecek. Bu da kritik operasyonlarda dış bağımlılığı azaltacak.
PLATFORMLAR ARASI İŞBİRLİĞİ
Akbaba, KIZILELMA ile TUSAŞ’ın geliştirdiği ANKA-3 gibi diğer yerli insansız sistemler arasında “tamamlayıcı” roller görüldüğünü söylüyor. Örneğin, deniz ötesi bir hedefte farklı mühimmatlarla donatılmış ANKA-3’ler görev alırken, onları hedefleyen düşman hava unsurlarına karşı KIZILELMA’lar hava-hava füzeleriyle savunma sağlayabilir. Ayrıca ileride milli muharip uçak KAAN’ın da sisteme dahil olmasıyla insanlı-insansız entegrasyonunun daha büyük çaplı görevleri yönetebileceği öngörülüyor.
STRATEJİK OLARAK ÖNEM TAŞIYOR
KIZILELMA’nın hizmete girişi, yalnızca teknik bir gelişme değil; aynı zamanda operasyonel bağımsızlık ve maliyet verimliliği açısından stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Dahili mühimmat atışı gibi test başarıları programın saha yetenekleri hakkında olumlu sinyaller verirken, uzman görüşleri yerli platformların bir arada icra edeceği daha karmaşık görevlerin önünü açtığını işaret ediyor.