Bakan Güler, Suriye’nin Türkiye’den yardım talep etmesi durumunda gereken desteğin sağlanacağını vurguladı. Güler, SDG’nin 10 Mart 2025 tarihli mutabakata uymadığını hatırlatarak, “Suriye Yeni Hükümeti, SDG terör örgütünün belirlenen takvime uymaması durumunda, Suriye’nin üniter yapısını ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığı çerçevesinde ve uluslararası hukuk ve meşru müdafaa hakkı kapsamında harekete geçerse ve tarafımızdan yardım talep ederse Türkiye gerekli desteği sağlayacaktır” dedi.
PROVOKASYON UYARISI
“Terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili de açıklamalarda bulunan Güler, provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Bakan, PKK ve tüm uzantılarının silahlarını koşulsuz teslim etmesi gerektiğini vurgulayarak, “TSK olarak meydana gelebilecek her türlü gelişmeye karşı ülkemizin hak ve menfaatlerini en üst seviyede sağlamaya devam edeceğiz. Tüm kesimlerin provokasyonlara karşı dikkatli olması gerekiyor.” İfadelerine yer verdi.
Güler, bölücü terör örgütüne karşı arazi tarama, mağara ve barınak tespit çalışmaları ile mayın ve el yapımı patlayıcı imha çalışmalarının kararlılıkla sürdüğünü ifade etti.
DOĞU AKDENİZ’DE TÜRKİYE’NİN HAKLARI
Doğu Akdeniz’deki İsrail-Yunanistan iş birliğine de değinen Güler, Türkiye ve KKTC’nin bölgedeki varlığının yok sayılamayacağını belirterek,“Akdeniz, hırsların oyun alanı değildir; ancak hakkaniyet ve iş birliğiyle barış denizi olabilir.” Şeklinde konuştu.
F-16 VE F-35 PROGRAMINDA SON DURUM
Bakan Güler, F-16 ve F-35 programları hakkında da bilgi verdi. CAATSA yaptırımlarının kaldırılması durumunda F-35 tedarik sürecine dönüleceğini belirten Güler, mevcut süreçle ilgili, “40 adet F-16 Blok-70 tedariki devam ediyor. HÜRJET ve 5’inci nesil KAAN uçakları hizmete girene kadar modern savaş uçaklarının envantere alınması süreci devam edecek.” Diyerek, önceliğin her zaman yerli ve millî silah sistemleri ile ihtiyaçları karşılamak olduğunun altını çizdi.