ABD’nin New York kentinde düzenlenen 80. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin konusundaki tartışmaların merkezine dönüştü. İngiltere, Avustralya, Portekiz ve Kanada, Genel Kurul öncesinde Filistin’i devlet olarak tanıdıklarını duyurmuştu. Genel Kurul sırasında ise Fransa, Monako, Lüksemburg, Belçika, Malta ve Andorra aynı adımı attı. Bu gelişmeyle birlikte, 193 BM üyesi ülkeden 156’sı Filistin’i devlet olarak tanımış oldu.
Liderler, bu kararlarla iki devletli çözümün önemine dikkat çekti. Gazze’de süren çatışmaların gölgesinde, alınan kararların henüz somut sonuç yaratmasa da İsrail üzerinde diplomatik baskının artığına işaret ettiği belirtiliyor.
İSRAİL’DEN TEPKİ: “TERÖR DEVLETİ” UYARISI
İsrail’de hükümet çevreleri ve savaş yanlısı gruplar, Filistin’in tanınmasını Hamas’a ödül verilmesi ve daha fazla terör eylemine teşvik olarak yorumladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Batılı ülkelerin kararlarına verilecek yanıtın ABD dönüşü sonrasında netleşeceğini söyledi:
“Ülkemizin kalbinde terör devletleri kurma girişimlerine verilecek yanıt, ABD’den döndükten sonra açıklanacak. Ürdün Nehri’nin batısında Filistin devleti kurulmayacak.”
Eski Başbakan Naftali Bennett de Filistin devletinin tanınmasını “tam anlamıyla bir terör devleti” kurulmasına yol açacağı gerekçesiyle eleştirdi. Bennett, 7 Ekim 2023’te başlayan Aksa Tufanı Operasyonu ve İsrail’e yönelik saldırılara dikkat çekerek, Avrupa’daki radikalleşmiş azınlıklarla bağlantı kurdu. “Bugün Filistin, yarın Paris” ifadesiyle Avrupa’daki güvenlik kaygılarına vurgu yaptı.
İSRAİL BASININDA TANIMA KARARLARI VE SINIR TARTIŞMASI
İsrail medyası, İsveç’in AB içinde Filistin’i tanıyan ilk büyük ülke olduğunu hatırlatarak, bu adımın çatışmaları çözmediğini belirtti. Ancak tanıma kararları, ülkelerin niyetlerini ve Filistin’e verdikleri önemi netleştirmesi açısından önemli görülüyor.
İsrail’in tanımaya karşı çıkan kesimi, Filistin’in net sınırlarının olmamasını gerekçe gösteriyor. Tel Aviv yönetimi, kendi güvenliğini korumak ve işgal altındaki toprakları kontrol altında tutmak için Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkıyor. Ayrıca, Filistin’de yıllardır seçim yapılamaması ve güvenlik güçlerinin siyasallaşmış olması da İsrail’in eleştirdiği bir diğer nokta.
FİLİSTİNLİLERİN ALGISI: İNKÂRIN GECİKMİŞ DÜZELTMESİ
İsrail basını, tanıma kararlarının Filistinliler için “uzun süren inkârın gecikmiş bir düzeltmesi” olarak algılandığını yazıyor. Jerusalem Post’un aktardığına göre, Filistinliler günlük yaşamlarındaki küçük detaylarla ilgileniyor: elektrik kesintileri, çalışma izinleri ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlar, onların için en büyük öncelik.
İLHAK TEHDİDİ VE AVRUPA’NIN TEPKİSİ
Netanyahu, Filistin devletinin tanınmasına karşılık Batı Şeria’yı ilhak etme tehdidinde bulundu. İşgal altındaki bölgelerdeki Yahudi yerleşimlerinin sayısını artırmayı sürdüreceğini açıkladı.
İsrail’in Kanal 12 televizyonu, Avrupa yetkililerinin bu açıklamalara sert tepki verdiğini aktardı:
“Eğer Netanyahu ve hükümeti Ortadoğu’da inşa edilen her şeyi yıkmak istiyorsa, bunun sonuçlarına katlanacak.”
Bu uyarıların, Netanyahu ve aşırı sağcı hükümet üzerinde nasıl bir etki yaratacağı, önümüzdeki dönemde BM Genel Kurulu sonrası alınacak kararlarla daha net ortaya çıkacak.