1962: Neptün ve Plüton aynı hizada
2 Şubat 1962, astronomi dünyası için önemli bir tarih olup, Neptün ve Plüton gezegenlerinin aynı hizaya gelmesi, 400 yıl sonra gerçekleşen nadir bir olaydır. Bu durum, gökbilimciler ve astronomi meraklıları için büyük bir anlam taşımış ve yıldızların, gezegenlerin etkileşimlerinin insanların yaşamlarına etkileri üzerine tartışmalara yol açmıştır. Bu tarihte yaşanan bu olay, bilimin gelişmesi ve gökbilimindeki ilerlemelerin de simgesel bir göstergesi olmuştur.
1967: Turgut Özal'ın Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına atanması
2 Şubat 1967 tarihinde, Turgut Özal, dönemin Başbakanlık Özel Teknik Müşaviri olarak, Devlet Planlama Teşkilatı'nın Müsteşarlığına atanmıştır. Bu atama, Özal’ın siyasi kariyerindeki önemli adımlardan birini teşkil etmiş, Türkiye'nin ekonomik planlama süreçlerinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Özal, Türkiye'nin ekonomik yapısını modernize etme konusunda önemli adımlar atarak, kısa zamanda ekonominin şekillendirilmesinde kritik bir rol üstlenmiştir.
1974: F-16 Savaşan Şahinler'inin ilk uçuşu
2 Şubat 1974, F-16 Savaşan Şahinleri adı verilen savaş uçaklarının ABD'deki ilk uçuşunu gerçekleştirdiği tarihtir. Bu, Türk Hava Kuvvetleri için çok önemli bir gelişme olarak kabul edilmiştir. F-16’lar, özellikle Türkiye'nin savunma stratejisinde büyük bir yer tutmaya başlamış ve 1980'lerden itibaren Türk hava sahasında önemli bir operasyonel güç olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu olay, Türkiye'nin askeri kapasitesinin arttığı ve modern savaş uçaklarıyla güçlendiği bir döneme işaret etmektedir.
1980: 12 Eylül darbesine giden süreçte Ankara'da gerilim
1980 yılı, Türkiye'nin yakın tarihinde bir dönüm noktası olan 12 Eylül Darbesi’ne giden sürecin başlangıç yılıdır. 2 Şubat 1980 tarihinde Ankara'da önemli bir olay yaşandı: Piyade Er Zekeriya Önge, silahlı bir gruba müdahale ederken, sol görüşlü militan Erdal Eren tarafından vurularak hayatını kaybetti. Olay sonrası, Eren saklandığı kalaslar arasında yakalandı. Bu trajik olay, Türkiye'deki toplumsal gerilimleri derinleştiren bir gelişme olarak tarihe geçti. 12 Eylül 1980 Darbesi, bu tür olayların bir sonucu olarak yaşandı ve Türkiye’nin siyasi yapısında kalıcı etkiler bıraktı.
1981: Hilmi İşgüzar'ın yüce divan’a sevk edilmesi
1981 yılında Millî Güvenlik Konseyi, eski sosyal güvenlik bakanı Hilmi İşgüzar’ı, hakkındaki iddialar nedeniyle Yüce Divan'a sevk etmeye karar verdi. Bu karar, dönemin siyasi atmosferinde önemli bir gelişme olarak öne çıkmıştır. İşgüzar'ın Yüce Divan'a sevk edilmesi, hükümetin iç işleyişi ve devletin işleyişine dair kamuoyunda yoğun tartışmalara yol açtı. Bu olay, Türkiye'deki yargı ve yönetim ilişkileri hakkında halkın gözünde bir dönüm noktası oldu.
1995: Et ve Balık Kurumu'nun özelleştirilmesi
2 Şubat 1995, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Et ve Balık Kurumu'nu, 2 yıl boyunca ödeme yapılmadan 1,5 trilyon liraya Hak-İş’e bağlı Öz Tütün, Müskirat, Gıda Sanayii ve Yardımcı İşçileri Sendikası'na satmıştır. Bu özelleştirme, Türkiye'nin özel sektöre geçiş sürecinin önemli adımlarından biri olarak kaydedildi. Özelleştirme politikalarının hız kazandığı bu dönemde, kamuya ait birçok kuruluş özelleştirilmiş ve iş gücü piyasası yeniden şekillendirilmiştir.
1997: Kudüs Gecesi ve Sincan'da yaşanan gerilim
1997 yılında, Sincan'da düzenlenen Refah Partili belediyenin "Kudüs Gecesi" etkinliği, ulusal ve uluslararası çapta büyük bir tepkiye yol açtı. Bu etkinlikte yapılan konuşmalar ve gösteriler, Türkiye'nin dış ilişkilerinde gerilime neden oldu. Türkiye, İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri'yi, Sincan'da yaptığı konuşmalar nedeniyle resmen protesto etti. Bu olay, Türkiye'nin Ortadoğu politikalarındaki değişimin de habercisi oldu ve iç politikada da önemli bir tartışma başlattı.
2009: Ergenekon davasında şok itiraf
2009 yılında, Ergenekon Davası kapsamında yapılan yargılamalar sırasında önemli bir itiraf ortaya çıktı. Sami Hoştan, davanın 46. duruşmasında, Susurluk kazasında kaybolan çantanın kendisinde olduğunu söyledi. Bu açıklama, dava sürecinin seyrini önemli ölçüde değiştirdi ve kamuoyunun ilgisini yeniden bu davaya çekti. Ergenekon Davası, Türkiye'nin siyasi geçmişinde derin izler bırakacak önemli bir dava olarak, hâlâ Türkiye'nin toplumsal ve siyasi yapısını etkilemeye devam etmektedir.