Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “XVIII. Ahilik Konuşmaları” programında, Ahilik geleneğinin günümüz dünyasında nasıl yeniden yorumlanabileceği ele alındı. Programda, özellikle kreatif endüstrilerin yükselen etkisi, bu alanların toplumsal, kültürel ve ahlaki boyutlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Akademisyenler ve katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, Ahilik anlayışının çağın ihtiyaçları doğrultusunda yeniden ele alınmasının önemi üzerinde duruldu.
Savunma Sanayiinden Kreatif Endüstrilere Stratejik Vurgu
Programda yapılan değerlendirmelerde, savunma sanayii alanında Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği ilerlemelerin önemli bir gurur kaynağı olduğu ifade edildi. Bununla birlikte, kreatif endüstrilerin de en az savunma sanayii kadar stratejik bir öneme sahip olduğu dile getirildi.
Çizgi film, animasyon, sinema, müzik, dijital oyun ve yeni medya gibi alanların yalnızca ekonomik bir faaliyet alanı olmadığına dikkat çekilerek, bu sektörlerin özellikle çocuklar ve gençler üzerinde güçlü bir dünya görüşü, değer sistemi ve yaşam algısı inşa ettiği belirtildi. Üretilen içeriklerin, toplumların kültürel kimliğini doğrudan etkilediği ve uzun vadede kalıcı sonuçlar doğurduğu vurgulandı.
Ahilik: Bir Meslek Örgütlenmesinden Öte Hayat Felsefesi
Konuşmalarda Ahilik anlayışının yalnızca bir meslek örgütlenmesi olarak değerlendirilmesinin eksik kalacağı ifade edildi. Ahiliğin adalet, ahlak, merhamet, paylaşım, yarenlik ve kolektif sorumluluk gibi temel değerleri esas alan bütüncül bir hayat felsefesi sunduğu belirtildi.
Bu değerlerin, günümüz insanının sıklıkla karşı karşıya kaldığı anlam boşluğu, yalnızlık ve aidiyet sorunlarına güçlü bir karşılık oluşturduğuna dikkat çekildi. Eğitimden üretime, yönetim anlayışından toplumsal ilişkilere kadar geniş bir alanda Ahilik perspektifinin yeniden ele alınmasının gerekliliği vurgulandı.
Kreatif Üretimde Asıl Soru: Hangi Değerler İnşa Ediliyor?
Programda, Türkiye’de kreatif endüstriler kapsamında on altı farklı sektör bulunduğu ve bu alanların dünya genelinde büyük bir ekonomik hacme ulaştığı ifade edildi. Türkiye’nin de bu pazarda kayda değer bir paya sahip olduğu belirtildi.
Ancak konuşmalarda asıl meselenin ekonomik büyüklükten ziyade, üretilen içeriklerin hangi değerleri temsil ettiği ve nasıl bir insan modelini beslediği olduğu vurgulandı. Bu noktada Ahilik felsefesinin, kreatif endüstrilerle buluşturularak yerli, özgün ve evrensel bir üretim anlayışının geliştirilebileceği dile getirildi.
Genç Odaklı Projeler ve Ahilik Değerleri
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi bünyesinde yürütülen gençlik, kültür ve kreatif üretim odaklı çalışmaların da bu anlayış doğrultusunda şekillendirildiği ifade edildi. Gençlerin yeteneklerini erken yaşta keşfetmeyi amaçlayan ve aşamalı gelişim modeliyle sürdürülen projeler aracılığıyla, gençlerin kreatif sektörlerle doğrudan temas kurmasının sağlandığı aktarıldı.
Bu çalışmaların, Ahilik değerleriyle beslenen yeni bir insan ve toplum tasavvuruna katkı sunmayı hedeflediği belirtildi.
Küresel Dönüşüm Sürecinde Ahilik Referansı
Programda ayrıca, küresel ölçekte girişimcilik, inovasyon ve sosyal dönüşüm alanlarında yaşanan hızlı değişime dikkat çekildi. Uluslararası platformlarda öne çıkan genç odaklı üretim modellerinin, teknolojiyle birlikte ahlak, vicdan ve merhamet ekseninde yeniden düşünülmesi gerektiği ifade edildi.
Ahilik geleneğinin, bu dönüşüm sürecinde güçlü bir referans noktası sunduğu ve çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir değer zemini oluşturduğu vurgulandı.
Musiki Dinletisiyle Program Sona Erdi
XVIII. Ahilik Konuşmaları kapsamında gerçekleştirilen buluşmada, Ahilik kültürünün çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden yorumlanması ve eğitim politikalarından kültürel üretime kadar geniş bir alanda uygulanabilir modeller geliştirilmesi gerektiği görüşü öne çıktı.
Program, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Doç. Dr. Ramazan Kamiloğlu ile İlahiyat Fakültesi’nden Öğr. Gör. Osman Akyol’un ve öğrenci Ömer Kılat’ın katkılarıyla hazırlanan musiki dinletisinin ardından sona erdi.
Toplumsal Hayata Yön Veren Bir Değer Sistemi: Ahilik
Türk-İslam medeniyetinin en köklü kurumsal yapılarından biri olan Ahilik, yalnızca bir esnaf teşkilatlanması değil; üretimden ticarete, eğitimden sosyal hayata uzanan bütüncül bir değerler sistemi olarak tarih sahnesinde yer aldı. 13. yüzyılda Anadolu’da şekillenen Ahilik kültürü, toplumsal düzenin ahlak, adalet ve dayanışma temelleri üzerine kurulmasını hedefledi.
Ahiliğin Ortaya Çıkışı ve Tarihsel Arka Planı
Ahilik teşkilatının temelleri, Selçuklu döneminde Anadolu’ya gelen Türk topluluklarının sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla atıldı. Ahilik anlayışının kurucusu olarak kabul edilen Ahi Evran, esnaf ve zanaatkârları aynı çatı altında toplayarak hem mesleki hem de ahlaki bir disiplin oluşturdu.
Bu yapı, Anadolu’da şehirleşme sürecine katkı sağlarken, üretim ve ticarette güven ortamının tesis edilmesinde önemli rol oynadı. Ahilik, Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde de toplumsal dayanışmayı güçlendiren bir yapı olarak varlığını sürdürdü.
Ahilikte Temel İlkeler ve Değerler
Ahilik kültürü; dürüstlük, adalet, merhamet, paylaşım ve yardımlaşma gibi temel ahlaki değerler üzerine inşa edildi. Esnafın yalnızca kazanç elde etmesi değil, aynı zamanda topluma karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmesi esas alındı.
Ahilik anlayışında;
-
Haksız kazanç yasaklandı,
-
Kalitesiz üretim ve aldatıcı ticaret kabul edilmedi,
-
Güçlü olanın zayıfı ezmesine karşı duruldu,
-
Toplumsal barış ve kardeşlik ön planda tutuldu.
Bu yönüyle Ahilik, ekonomik faaliyetleri ahlaki denetim altına alan bir sistem olarak öne çıktı.
Eğitimden Üretime Uzanan Bir Sistem
Ahilik teşkilatı, mesleki eğitimi usta-çırak ilişkisi üzerinden yürüttü. Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa uzanan süreçte yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda ahlaki ve toplumsal sorumluluk bilinci de kazandırıldı.
Bu sistem sayesinde bireylerin hem mesleki yeterliliği hem de topluma uyumlu bireyler olarak yetişmesi hedeflendi. Ahilik, bireyi merkeze alan ancak toplumsal faydayı önceleyen bir yaklaşım sundu.
Toplumsal Dayanışma ve Sosyal Hayat
Ahilik kültürü, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı kurumsal bir yapı haline getirdi. İhtiyaç sahiplerine destek olunması, misafirperverlik, yarenlik ve ortak sorumluluk anlayışı Ahilik teşkilatının temel unsurları arasında yer aldı.
Bu yönüyle Ahilik, bireyler arasında güven duygusunu güçlendiren ve toplumsal bağları pekiştiren bir yapı olarak işlev gördü.
Günümüzde Ahilik ve Yeniden Yorum Tartışmaları
Günümüzde Ahilik kültürü, yalnızca tarihsel bir miras olarak değil, çağdaş toplumsal sorunlara çözüm üretebilecek bir değer sistemi olarak yeniden ele alınıyor. Küreselleşme, dijitalleşme ve hızlı ekonomik dönüşüm süreçleriyle birlikte, Ahilik ilkelerinin eğitim, üretim ve yönetim anlayışına nasıl entegre edilebileceği tartışılıyor.
Uzmanlar, Ahilik kültürünün; etik ticaret, sürdürülebilir üretim, sosyal sorumluluk ve kültürel kimliğin korunması açısından önemli bir referans noktası sunduğuna dikkat çekiyor.
Ahilik Kültürü Yaşatılmaya Devam Ediyor
Bugün Ahilik kültürü; sempozyumlar, paneller, akademik çalışmalar ve Ahilik Haftası etkinlikleriyle yaşatılmaya çalışılıyor. Özellikle Kırşehir, Ahilik geleneğinin merkezi olarak bu mirasın tanıtılmasında önemli bir rol üstleniyor.
Ahilik, geçmişten bugüne uzanan yapısıyla yalnızca bir esnaf teşkilatı değil, toplumsal düzeni ahlak ve adalet ekseninde şekillendiren güçlü bir kültürel miras olarak önemini koruyor.




