Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yıllık değerlendirme toplantısında Türkiye’nin Suriye politikası, terörle mücadele, savunma sanayii ve bölgesel gelişmelere ilişkin kapsamlı açıklamalarda bulundu. Güler, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda Türkiye’nin tutumunun net olduğunu vurgulayarak, mutabakata uyulmaması halinde gerekli adımların atılacağını ifade etti.
"GERİ ADIM ATMAMIZ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Bakan Güler, SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonunun ancak bireysel olarak mümkün olabileceğini belirterek bu konunun Türkiye açısından pazarlık konusu olmadığını söyledi. Güler, Suriyeli yetkililerle yapılan temaslarda bu tutumun açıkça iletildiğini belirterek, “SDG bir birlik halinde entegrasyondan bahsediyor ancak bu kabul edilemez. Mutlak surette Suriye ordusuna ferdi olarak entegre olmaları lazım. Bu konudan geri adım atmamız söz konusu değildir.” ifadelerini kullandı.
ABD ile bu başlıkta yaşanan görüş ayrılıklarının azaldığını dile getiren Güler, “ABD’li dostlarımız artık gerçekleri daha iyi görüyor. Görüş ayrılığımız azalıyor. Biz ne istediğimizi açıkça ifade ettik.” dedi.
“KİMSEDEN İCAZET ALMAYIZ”
Türkiye’nin geçmişte terörle mücadelede attığı adımları hatırlatan Bakan Güler, olası bir askeri müdahaleye ilişkin kararlılık mesajı verdi. Güler, “Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığını 2016 yılından bu yana icra edilen harekatlar üzerinden hatırlatan Bakan Güler, olası bir operasyon için yeşil ışık yaktı. Güler, "2016'da harekatlarımızı yaparken ABD de Rusya da oradaydı. Biz yapılması gerekeni kimseye sormadan yaptık ve bitirdik. Önümüzdeki dönemde de ihtiyaç olursa gerekeni yine kimseye sormadan yaparız.” sözleriyle Türkiye’nin bağımsız hareket kabiliyetine dikkat çekti.
TEL RIFAT VE MENBİC’TE 732 KİLOMETRELİK TÜNEL İMHA EDİLDİ
Bakan Güler, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütüne ait altyapıların imhasına yönelik yürütülen çalışmalara ilişkin güncel veriler paylaştı. Güler, Tel Rıfat’ta 302 kilometre, Menbic’te ise 430 kilometre olmak üzere toplam 732 kilometre uzunluğunda tünelin imha edildiğini belirtti.
Güler, “Bu sayede bölge halkının yerleşmesine ve tarım yapmasına imkan sağlıyoruz. Afrin'de teröristlerin karargaha çevirdiği cami, kilise ve okulları temizledik, halkın su sorununu çözdük. Rakka ve Deyrizor'daki tünel kazma faaliyetlerini de yakından takip ediyoruz.” dedi.
SURİYE ORDUSUNA EĞİTİM DESTEĞİ MESAJI
Türkiye’nin Suriye ordusunun modernizasyonu ve terörle mücadelesine destek verebileceğini ifade eden Bakan Güler, bu desteğin daha önce Azerbaycan, Libya ve Somali’de uygulanan eğitim modellerine benzer şekilde olabileceğini söyledi. Güler, "Daha önce ben Suriye'yi ziyaret ettim. Geçtiğimiz haftalarda da Genelkurmay Başkanımız ve Kara Kuvvetleri Komutanımız da Suriye'ye gitti. Gittiğimiz zaman onlar daha iyiye, daha güzele nasıl gidebilir bunu görüşüyoruz. Azerbaycan'a, Libya'ya ve Somali'ye eğitim desteğini nasıl sağladıysak aynısını onlara da sağlayabiliriz. Eğitimlerine Türkiye'de başladık ve devam ediyoruz. Suriye'nin terörle mücadelesine yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyoruz ve çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE” SÜRECİ
Terörle mücadelede gelinen noktaya da değinen Bakan Güler, “Terörsüz Türkiye” sürecinin önemli bir fırsat olduğunu belirtti ve şöyle konuştu:
"40 yıldır terörle mücadele eden ülkemiz için Terörsüz Türkiye süreci bir fırsattır. Yapılmakta olan faaliyetleri de akılcı buluyoruz ve sürecin bizim istediğimiz gibi sonuçlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyor, göstermeye de devam edeceğiz.
TSK olarak biz PKK'yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de "Terörsüz Türkiye" sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık. Biz şimdi Terörsüz Türkiye hedefine başarıyla ulaşarak kardeşliğimizin sürekli olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızın şundan emin olması gerekir; TSK, Bakanlığımız, devletimizin ilgili birimleri bu süreçte ne olup bittiğinin farkındadır. Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkati aynı hassasiyetle bugün de terörsüz Türkiye sürecinde sarf ediyoruz. Süreç terör örgütünün istediği şekilde değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde devam edecek."
PJAK VE İRAN’DAKİ GELİŞMELER
Bakan Güler, PKK’nın İran uzantısı PJAK’ın son dönemdeki tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Güler, şu ifadeleri aktardı:
"Özellikle İsrail-İran savaşı esnasında İran'daki PJAK'lı teröristler, bu savaşı İran'ın kaybedeceğini ve hatta İran'da yönetimin değişeceğini düşünüyorlardı. Bu minvalde açıklamalar yaptılar ve gerçek yüzleri bir günde ortaya çıktı. İsrail-İran arasındaki çatışma istedikleri şekilde sonuçlanmadı ve İran PJAK'a operasyon yaparak ağır zayiat verdirdi.
Terör örgütü PKK, silah bırakma açıklamasının ardından Irak'ın kuzeyinden birçok terörist ve silah-mühimmatı İran'a aktarmaya çalıştı. Biz bunları her gün İran'a bildirdik. Onlar da fırsat buldukça operasyonlar icra ediyorlar. İran da bu vesileyle terör örgütü PJAK'ın gerçek yüzünü daha iyi görmüş oldu."
DÜŞEN KARGO UÇAĞI VURULAN İHA HAKKINDA AÇIKLAMALAR
Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen C-130 uçağına ilişkin sürecin şeffaf şekilde yürütüleceğini belirten Bakan Güler, kara kutunun TUSAŞ’ta incelendiğini açıkladı:
"Bir kez daha şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Biz C-130'ları 1964'te kullanmaya başladık. O günden bu yana böyle bir kaza yaşanmamıştı. C-130'lar bugün hala dünyada en emniyetli uçaklar olarak tam 70 ülke tarafından kullanılıyor. Bu kazadan sonra bütün C-130 uçaklarımızın tamamını kontrole aldık. Bu kontrolü tamamlamayı müteakip uçaklarımızı kullanmaya devam edeceğiz.
Düşen uçağımızın kara kutusu halen TUSAŞ'ta incelenmeye devam ediyor. Kaza kırım heyetimiz de çalışmalarını sürdürüyor. Daha tamamlanmadı. Uçağımızın düşüş sebebi hakkında sonuç ne çıkarsa çıksın şeffaflıkla açıklayacağız."
"ARAMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR"
"15 Aralık tarihinde F-16'larımız tarafından vurularak düşürülen İHA, tespit edilmesi zor bir hava aracı. Tespit eden arkadaşlara da teşekkür etmek istiyorum. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz'de İHA ve insansız deniz araçları (İDA) yoğun olarak kullanılıyor. Bizim vurduğumuz İHA da kontrolden çıkmış bir hava aracıydı.
F-16'larımız tarafından takip edilerek meskun mahallerin uzağında en uygun ve en emniyetli yerde hava-hava füzesiyle vuruldu. Füzeyle vurulduğu için paramparça oldu. Enkazını arama çalışmaları devam ediyor. Enkaz bulunduğunda yapılacak inceleme sonucunda kamuoyunu bilgilendireceğiz."
EUROFIGHTER TEDARİKİ VE SAVUNMA SANAYİİ
Türkiye’nin İngiltere ile yaptığı anlaşma kapsamında 20 adet Eurofighter savaş uçağı alacağını açıklayan Güler, teslimatların 2030-2032 yılları arasında gerçekleşeceğini söyledi:
"Biz İngiltere ile yaptığımız anlaşma ile 20 tane yeni üretim Eurofighter uçağını satın alıyoruz. Üretilecek Eurofighter uçakları 2030'da 6 tane, 2031'de 8 tane, 2032'de de 6 tane olacak şekilde envantere girecek. Ayrıca hem Katar hem de Umman ile Eurofighter uçağı tedariki görüşmelerimiz olumlu şekilde devam ediyor. Katar'dan alacağımız Eurofighterlar, çok az uçuşu olan hazır uçaklar. Katarlı kardeşlerimiz çok büyük anlayış gösteriyorlar. Bu uçakları Katar'daki mühimmat ve malzemeleri ile birlikte alacağız.
Umman'dan alacağımız uçaklar da az uçuş yapmış uçaklar. Hangarlarda duruyorlar. Umman'dan tedarik edilecek uçakların AESA radarı, METEOR atma kabiliyeti ile güncel aviyonik sistemlerle modernize edilmesi gerekiyor. Modernizasyonun 12 uçak için 2028 yılında tamamlanmasını bekliyoruz.
Katar'da bulunan Hava Unsur Komutanlığımızdaki pilotlarımız Katarlı pilotlarla sürekli birlikte çalışmaktadır. Hem Katar'da hem de Umman'da Eurofighter pilot ve bakım personelinin eğitimlerine en kısa sürede başlayacağız. Bu uçakların alımı konusundaki ikinci el tartışmalarını da doğru bulmuyoruz. Avrupa'da bile birçok ülke ihtiyaç fazlası uçak teminine devam ediyor ve kullanıyor.
Biz Eurofighter uçaklarını Meteor füzeleriyle birlikte alıyoruz. Bu uçaklarda kendi milli yazılımlarımızla kendi mühimmatımızı da kullanabileceğiz. Bu süreçte de Meteor füzesinden daha iyisini yaparak, isterlerse de onlara satacağız."
CAATSA, F-16 VE F-35 SÜRECİ
ABD ile savunma alanındaki görüşmelere de değinen Bakan Güler, CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için temasların sürdüğünü, F-16 tedarikinde sorun öngörmediklerini ve önceliğin F-35 süreci olduğunu ifade etti:
"ABD Başkanı Trump'ın CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını Senato'ya getirmek için girişimde bulunduğunu ve ABD'li yetkililerin de bu konuda çalıştığını biliyoruz.
F-16 tedariki konusunda bir sorun görmüyoruz. Bizim tabi ki önceliğimiz F-35'lerde olacak. İsrail ve Yunanistan'ın bu uçakların bize verilmemesi için lobi yaptıklarını biliyoruz. Biz de CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için kendi çalışmalarımızı yapmaya devam ediyoruz. Bu konularda ayrı ayrı çalışma gruplarımız var. Konu çözülme aşamasına geldiğinde sizinle elbette paylaşacağız. Türkiye ve ABD bu sorunlarını çözecektir."
GAZZE, YUNANİSTAN VE AVRUPA GÜVENLİĞİ
Türkiye’nin Gazze İstikrar Gücü’nde yer alma hazırlıklarının tamamlandığını belirten Güler, Yunanistan, İsrail ve GKRY arasındaki iş birliklerinin Türkiye için bir tehdit oluşturmadığını söyledi. Güler, şöyle konuştu:
"Yunanistan, İsrail ve GKRY'nin bir araya gelmesi ve anlaşmalar imzalaması bizim için bir tehdit oluşturamaz. Biz de birçok ülke ile anlaşmalar imzalıyoruz. Ama bu anlaşmaları belli bir ülkeye karşı yapmıyoruz.
Gayri Askeri statüdeki adalara da İsrail'den alacakları hava savunma sistemlerini yerleştireceklerine dair haberler gündeme geliyor. Buralar adı üzerinde Gayri Askeri Statüdeki Adalar, yani hukuken silahlandırılmaması gereken adalar. Biz bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Öyle çok fazla heveslenmesinler.
Yunanistan Savunma Bakanı Dendias 2030 diye bir projeksiyon açıkladı. Artık kadınları da askere alalım diyorlar. Yunan Kara ve Deniz Kuvvetlerine müracaat eden neredeyse kimse yok. Yani personel temini onlar için büyük bir sorun. Daha birkaç gün önce Yunanistan'ın Havacı Astsubayları yönetimi protesto etmek için rapor alarak işe gitmediler. Öncelikle bu problemlere yoğunlaşmaları gerekir."
AİLE YILI VE ASKERLİK DÜZENLEMELERİ
“Aile Yılı” kapsamında Milli Savunma Bakanlığı’nın da çeşitli çalışmalar yürüttüğünü açıklayan Bakan Güler, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Malumunuz olduğu üzere bu yıl Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Aile Yılı olarak ilan edildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın sorumluluğunda devam eden bu konuyla ilgili Milli Savunma Bakanlığı olarak biz de neler yapabiliriz diye çalışıyoruz. Bu konuda hazırladığımız bir takım görüş ve önerileri önümüzdeki dönemde paylaşacağız. Örneğin, 3 çocuğu olan bir ailenin bir çocuğunun, 4 çocuğu olan bir ailenin 2 çocuğunun istediği yerde askerliğini yapabilmesi gibi düşüncelerimiz var. Biz Aile konusuna büyük önem veriyoruz, hatta en son İstanbul'da düzenlenen IDEF Fuarında da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte stand açtık."





