Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın Adli Tıp Kurumu’nda yapılan testte uyuşturucu sonucunun pozitif çıktığı iddialarının ardından, Fenerbahçe’nin eski başkanlarından Aziz Yıldırım’ın Saran’a “çekil” çağrısı yaptığı ileri sürülmüştü. Sosyal medyada kısa sürede yayılan bu iddialara Aziz Yıldırım’dan yazılı açıklama geldi.
“HABER TAMAMEN YALAN”
Aziz Yıldırım, Odatv’de yayımlanan “Aziz Yıldırım cephesi Saran’a çağrı yaptı: Çekil yerine Şekip Mosturoğlu gelsin” başlıklı haberin gerçeği yansıtmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Odatv isimli internet sitesinde yer alan bir haberin içerisinde, ‘Aziz Yıldırım cephesi Saran’a çağrı yaptı: Çekil yerine Şekip Mosturoğlu gelsin…’ şeklinde yalan bir haber almaktadır. Ben bir çağrı yapacaksam bunu açık açık kamuoyuna yaparım. Ne benden ne de bana yakın olan insanlardan mevcut başkan ya da yönetime böyle bir çağrı yapılmamıştır. Tamamen hayal ürünü olan bu ve bu tip haberlere itibar edilmemesini kamuoyundan rica ederim.”
Yıldırım, kendisi veya yakın çevresi adına Sadettin Saran’a ya da Fenerbahçe yönetimine yönelik herhangi bir çağrının söz konusu olmadığını özellikle vurguladı.
NE OLMUŞTU?
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan testte uyuşturucu sonucunun pozitif çıktığı iddialarının ardından kamuoyuna yazılı bir açıklama yapmıştı. Saran, söz konusu iddiaları kesin bir dille reddederek, hayatı boyunca bahsi geçen maddeyi kullanmadığını belirtmişti.
Saran açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Her şeyden önce açık ve net biçimde ifade etmek isterim ki; Adli Tıp Kurumu test sonucunda pozitif çıktığı iddia edilen maddeyi hayatım boyunca kullanmadım. Bırakın kullanmayı, söz konusu maddeyi yakından görmüşlüğüm dahi bulunmamaktadır.”
Saran, iddiaların bir karalama kampanyası olduğunu savunarak, testin Adli Tıp Kurumu’nda yeniden yapılması ve uluslararası yeterliliğe sahip bağımsız kuruluşlarda tekrar analiz edilmesi için savcılığa resmi talepte bulunacağını açıklamıştı. Ayrıca, dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen bazı bilgilerin basına sızdırılmasına da dikkat çekmişti.
“Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkacağına; sürecin hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde, adil ve şeffaf biçimde sonuçlanacağına olan inancım tamdır.”





