Haymana’nın yıllardır kanayan yarası ulaşım sorunu. Bu yaşıma geldim, bir defa olsun “Oh ne kadar güzel bir yolculuk ettik” diyecek bir yılımızı bile görmedim. Bu anlayışla giderse olacağı da yok gibi.
Ne müşteri memnun, ne de otobüs işletmecileri.
İyi de kaybeden Haymana oluyor bu arada. İki tarafın karşılıklı memnuniyetsizliğinde yakası yırtılan Hacı Bekir, biz oluyoruz.
Otobüs işletmecileri akaryakıtın pahalılığından, artan maliyetlerden, kazanamamaktan, telefonla yer ayırtan müşterinin gelmemesinden şikayetçi.
Müşteri de aynı derecede ücretlerin pahalı olmasından, muavin ve şoförlerin davranışlarından, balık istifi yolculuktan, yer ayırttığı halde ayakta kalmaktan… herkesin bildiği klasik şikayetler işte.
Ben her iki tarafında sorununu anlıyorum. Otobüsçülerin çoğunu tanır, bilirim. Art niyetli olmayan, ekmeğinin derdindeki insanlar. Onların da para kazandığı takdirde en iyi hizmeti vereceklerini biliyorum. Müşteri de aynı şekilde. Verdiği para karşılığında, hizmet, anlayış, güler yüz, düzenli bir seyahat istiyor.
Peki ortadaki sorun ne o zaman. Birçok ilçe yıllar öncesinde bu sorunu çözmüşken, biz hala neyin mücadelesindeyiz. Atla deve değil, ama bir türlü çözülemiyor.
Galiba herkesin ortak çözüm noktası EGO’nun bir an önce seferlerine başlaması. Bundan belki otobüs işletmecileri memnun olmayacak, ama onların da mağdur edilmeyeceği bir orta yol bulunabilir. Mesela EGO’nun otobüs şoförleri onlardan yapılabilir. Ya da Büyükşehir Belediyesi onların otobüslerini ve hatlarını mağdur olmayacak bir fiyata satın alarak, ellerine geçen para ile başka bir iş yapmaları sağlanabilir. Ya da yine büyükşehir’in imkanları dahilinde yapacakları herhangi bir işe katkı sağlayarak mağduriyet önlenebilir.
Çünkü buradaki asıl çözülmesi gereken çoğunluğun, yani müşterinin sorunu. Asıl onların yolculuk refah düzeyi yükselmek zorunda. Çünkü müşteriler arasında çok fazla yabancı var. Biz kendi aramızda sorunları belki çözeriz, ama bir yabancıya bunu anlatamazsın. Ama bindiği EGO olursa sorunu bir şekilde büyükşehir’e paslayabiliriz.
Tinercilerin, sokak köpeklerinin, berduşların mekanı olan Etlik garajlarından bile kurtulmak en büyük kazançtır. “Yok arkadaş burası bize yakışıyor” diyen varsa bilemem. Ama mağara devrinden, medeniyete geçme vaktimiz gelmedi mi?
Peki EGO nasıl gelecek? Yıllardır “aha geldi, aha gelecek, aha devrini yaptık, bundan sonra ulaşımda muhatap Büyükşehir” demekle olmuyor. Başka yere nasıl gidiyor, hizmet veriyorsa bir zahmet bize de geliversin. Bunu sokaktaki Ahmet Efendi, köydeki Mehmet Emmi yapmayacak. Elbette siyasiler ve mülki amirler çözecek. Gidecek bastıracak, kapısında yatacak, koparacak. “Efendim ne yapalım vermiyorlar” gibi bir mazerete bundan sonra Kadir İnanır bile inanmaz. “Bakın EGO Polatlı’ya bile gelmedi daha” diye de bir şey yok. Ulaşımda Polatlı ile idrar yarıştıracak mantıkta olan, Allah’a yakın bize uzak olsun. Bala, Ayaş, Çubuk, Elmadağ, Hasanoğlan’a hatta köylerine kadar giden yerlerden neyimiz eksik?
Eyyy.. Ankara Büyükşehir Belediyesi; bunca zamandır bu ilçeye vermeden hep bir şeyler aldınız. Artık bu tek taraflı dostluğun bir ceremesi olmayacak mı? Şişkin EGO’nuza dokunacak ama, bizimde size doğru kabaran bir öfkemiz var. Hadi Sayın taze Başkan Mustafa Tuna top sizde. Son Kale Haymana’dan kalenize bir gol yemek istemiyorsanız, gereğini yapın ve EGO seferlerini bir ara, belki önümüzdeki yıl, hele bir bakalım değil, derhal ilçemize yollayın.
HAFTANIN SÖZÜ: Aydınların aydınlatamadığı halkı, soytarılar aldatır.
HAFTANIN HABERİ: Kahvede her gün 3 oyun kalan U.Ç’ye (44) kahve sahibi E.A (52); “3 katlı evimi yaptırdın, hay Allah razı olsun senden” dedi. SAYGILARIMLA