1963 yılının 1 Şubat günü, gökyüzü pırıl pırıl, Ankara’da güneş tüm berraklığıyla parlıyordu. Kızılay semalarında bazı şahitlerin gördüğü küçük bir bulut kümesi dışında hiçbir engel yoktu. Ortadoğu Hava Yolları’na ait yolcu uçağı, Lübnan’dan Türkiye’ye uçuşunun son anlarına yaklaşmış, Esenboğa Havalimanı’na iniş için kuleyle bağlantı kurmuştu. Saat 16.25’te, “8 bin ft’ten 6 bin 500 ft’e alçalıyoruz, az sonra tekrar döneceğiz” diyerek son anonsunu yaptı. Ancak bu mesaj, kara kutuya kaydedilen son cümle oldu. Kule, o mesajdan sonra bir daha onlara ulaşamadı.
BİRBİRİNDEN HABERSİZ İKİ UÇAK...
Aynı saatlerde Ankara semalarında Etimesgut Askeri Havaalanı’na iniş hazırlığındaki C 47 askeri nakliye uçağı da bulunuyordu. Havanın açık olması, her iki uçağın da aletli uçuş planı (IFR) yerine, görerek uçuş kuralları (VFR) modunda uçmasına neden olmuştu. Birbirlerinden habersiz bu iki uçak, aynı hava sahasında, aynı kader çizgisinde ilerliyordu. Yedi bin feet yükseklikte Ankara Ulus’un kalbinde, Ticaret Hanı civarında çarpıştılar. Ortadoğu Hava Yolları uçağı ve içindeki yolcular, Ulus’un taş sokaklarına savruldu. Parçalanan uçak motorlarının şahitliğini, o gün orada bulunanlar ve sonradan öğrenen Ankaralılar hâlâ anlatır.
ULUS'TA UÇAK KAZASI
Bu trajik olay, 1940’lı yıllarda Ankara’yı kasıp kavuran Büyük Yangın’dan 47 yıl sonra şehrin kalbinde yeni bir kara iz bıraktı. Üstelik, sadece dört yıl önce, Başbakan Adnan Menderes’in İngiltere’deki mucizevi uçak kazasından sağ kurtulmasının ardından, Ankara’nın siyasi ve toplumsal ikliminde yeni bir travmanın habercisi gibiydi. Menderes’in idamı ve 1960 darbesinin ardından yaşanan bu uçak kazası, Ankara’yı ve Türkiye’yi bir kez daha derinden sarstı.
Yıllar sonra, Ulus’ta eski Gima’nın olduğu sokakta yürüyen bir Ankaralı hocamız, Ticaret Hanı’nın tepesini gösterip “Bu uçağın motorunu burada gördüm” dediğinde, birçok kişiye bu kaza yeniden hatırlatıldı. Arşivler, gazeteler, belgeseller ve şahitlerin hafızasından çıkarılan bilgilerle, Ulus Faciası Ankara’nın acılı tarih sayfalarında yeniden can buldu. Şehrin hafızasında, yitip gitmeyen bir hatıra olarak yaşamaya devam ediyor.
Ulus Faciası, Ankara’da yaşanan en büyük uçak kazalarından biri olarak sadece o günü değil, gelecek kuşakları da etkileyecek kadar güçlü bir hafıza yarattı.