Saygı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gökalp Karaarslan, skolyoz hastalığıyla ilgili önemli uyarılarda bulundu. Skolyoz, omurganın üç boyutlu bir deformitesi olarak ortaya çıkar ve genellikle bilinmeyen faktörlere bağlı olarak gelişen idiyopatik skolyoz, vakaların yüzde 80'ini oluşturur.
HABERİN DEVAMI DİĞER SAYFADA --->
Karaarslan, skolyozun başlangıçta ağrısız ve belirtileri olmayan bir hastalık olabileceğini, ancak ilerleyen evrelerde duruş bozukluklarına, sırt ve bel ağrılarına, solunum ve kalp fonksiyonlarında bozulmalara neden olabileceğini vurguladı. Özellikle ciddi ve çok ileri eğriliklerde ani ölüm riskinin arttığını belirtti.
Uzman, skolyozun genellikle erken gençlik ve çocukluk dönemlerinde hızlı büyüme sırasında ortaya çıktığını ifade etti. İdiyopatik skolyozun, omurgada yapısal eğriliğe neden olan bilinmeyen faktörlerle ilişkilendirildiğini belirterek, bu türün erken tanısının önemine dikkat çekti.
Karaarslan, skolyoz tanısının erken dönemde konulmasının önemli olduğunu belirterek, tedavi planının hastanın yaşına, cinsiyetine, eğriliğin derecesine ve tipine göre belirlendiğini söyledi. Konservatif tedavi yöntemleri arasında egzersizler, korse kullanımı ve özel tedavi yöntemlerinin bulunduğunu açıkladı.
Cerrahi tedavinin ilerleyen durumlarda ve belirli bir eğriliğin üzerinde olduğu durumlarda tercih edilebileceğini belirten Karaarslan, cerrahi müdahalenin amacının eğriliğin ilerleyişini durdurmak, deformiteyi azaltmak ve genel gövde dengesini korumak olduğunu ifade etti. Cerrahi öncesi ve sonrası dikkatli bir izleme sürecinin önemine vurgu yaparak, skolyoz cerrahisinin hastanın yaşam kalitesinde olumlu bir etki sağlamasının mümkün olduğunu belirtti.
Uzman, skolyoz tedavisinde her hasta için özel bir değerlendirme yapılması gerektiğini ve tedavi planının bireysel ihtiyaçlara uygun olarak uyarlanması gerektiğini belirtti. Bu nedenle skolyoz tedavisinde konusunda uzman hekimler ve deneyimli sağlık merkezlerinin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı