Antalya’nın Serik ilçesinde meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki deprem, bölgede paniğe neden olurken uzmanlar sarsıntının jeolojik açıdan kritik bir yapıya işaret ettiğini belirtiyor. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerden bu yana sismik hareketliliğin yoğun şekilde sürdüğü Türkiye’de, Serik’te yaşanan son sarsıntı tüm dikkatleri yeniden Akdeniz hattına çevirdi.
“YÜZEYSEL BİR KIRILMA DEĞİL”
Depremle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Serik’teki sarsıntının basit bir yüzey depremi olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı.
Üşümezsoy, çözümlemelerde yüzeyde sınırlı bir kırılma izinin olmadığını, hareketliliğin Antalya Körfezi’nin altında yer alan derin tektonik yapılarla bağlantılı olduğunu belirtti. Uzmana göre bu deprem, iki büyük kabuğun karşılaşma hattında oluşan daha kapsamlı bir tektonik sürecin parçası.
TERS FAY YAPILARINA DİKKAT
Depremin kuzeybatı–güneydoğu doğrultulu bir hat üzerinde gerçekleştiğini ifade eden Üşümezsoy, sarsıntının 100 kilometreyi bulan derin bir yapıyla ilişkili olduğunu söyledi. Bu durumun, Akdeniz kabuğunun Anadolu kabuğunun altına daldığı yitim zonunu işaret ettiğini aktaran uzman, bölgede ters fay sistemlerinin aktif rol oynadığını ve bu fayların uzun süredir göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi.
“TEK BİR FAY DEĞİL, İÇ İÇE GEÇMİŞ BİR YAPI”
Üşümezsoy, Antalya çevresindeki depremselliğin yalnızca tek bir fay hattına bağlanamayacağını da belirtti. Geçtiğimiz ay Kıbrıs’ın güneyinden batıya doğru ilerleyen hattın kırıldığını hatırlatan Üşümezsoy, bu tektonik zonun Girit ve Rodos ile bağlantılı daha geniş bir sistem oluşturduğunu ifade etti. Bölgede yaşanan sarsıntıların, Akdeniz ve Anadolu plakalarının derinlerde süren karmaşık hareketlerinin bir sonucu olduğunu vurguladı.
BÖLGE İÇİN KRİTİK UYARI
Üşümezsoy, Antalya Körfezi ve çevresindeki hareketliliğin dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu coğrafyada yaşanan depremler birbirini tetikleyen, çok katmanlı bir tektonik yapının ürünüdür. Bu nedenle bölgede görülen her sarsıntı, çok daha büyük jeolojik süreçlerin işareti olabilir” uyarısında bulundu.
