Lüks restoranların menülerinde yer alan ve pahalı olmasıyla elit ve zengin kişilerin yediği düşünülen ıstakoz, AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalının sosyal medya paylaşımları ve bu paylaşımlara gelen tepkiler nedeniyle siyasi gündemimizin de önemli bir parçası haline geldi.

Şebnem Bursalının iş adamı Ahmet Aksoy’la gittiği Monaco'da yediği ıstakozun fotoğrafını paylaşması kamuoyunda büyük tepki çekti. Tepkilerin artmasından sonra kamuoyundan özür dileyen Şebnem Bursalının yediğini söylediği ıstakoz ile ilgili yeni tartışmalar da gündeme geldi.

ISTAKOZ CANLI CANLI PİŞİRİLİYOR

Zenginliğin göstergesi olarak ön plana çıkan ıstakoz, canlı canlı kaynayan suya atılarak pişiriliyor. Istakozda bulunan bir bakteri çeşidi, ıstakoz pişirilmeden ölürse toksin salgılıyor ve yiyenleri zehirliyor. O nedenle ıstakoz canlı canlı pişiriliyor.

Istakozun canlı canlı pişirilmesi ise bir başka tartışmanın nedeni. Dini hassasiyetleri yüksek vatandaşlar canlı canlı pişirilen ıstakozu yemenin haram olup olmadığını merak ediyor.

CANLI CANLI PİŞEN ISTAKOZU YEMEK HARAM MI?

Kaynar suya atılarak canlı canlı pişirilen ıstakozu yemenin haram mı ya da helal mi olduğuna yönelik tartışmalara Diyanet İşleri Başkanlığı da katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yayınladığı fetva bu konudaki tartışmaları alevlendirdi.

Din İşleri yüksek Kurulu’nun bu konudaki fetvası özetle şöyle;

“ İslâm âlimleri, Kur'ân ve hadislerde belirtilen hüküm ve ilkeler ışığında hangi hayvanların etinin helal veya haram olduğunu belirlemeye çalışmışlardır. Kara ve deniz hayvanları hakkında gerek Kur'ân-ı Kerîm gerekse hadis-i şeriflerde -bazıları dışında- bütün türler isim olarak zikredilmediğinden, bu hususta farklı hükümler ortaya çıkmıştır.

HANEFİ MEZHEBİNE GÖRE HARAM

Bu bağlamda, bütün âlimlere göre balık türleri helaldir. Balık dışındaki ürünler, Hanefî âlimler tarafından helal kabul edilmemiştir (Kâsânî, Bedâi‘, 5/35). Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî âlimleri ise Maide sûresinin 96. âyetindeki “deniz avı” ifadesinin kapsamlı oluşu ve Hz. Peygamber’in, “Denizin suyu temiz, ölüsü helaldir” ifadesine dayanarak, deniz ürünlerinin yenilmesi hususunda oldukça geniş bir yaklaşım ortaya koymuşlardır.

Mâlikî ve Hanbelî âlimlere göre, deniz hayvanları prensip olarak helaldir. Ancak timsah gibi yırtıcı hayvanlar helal değildir (Kârâfî, ez-Zehîra, 4/96). Şâfiî mezhebinde ise aslen suda yaşadığı hâlde karada da yaşayabilen kurbağa, yengeç, kaplumbağa ve su yılanı gibi hayvanlar habis ve zararlı oldukları için helal değildir. Bunların dışında kalan midye, kalamar, ıstakoz, karides gibi deniz ürünlerinin yenmesi ise helaldir (Remlî, Nihâyetu’l-Muhtac, 8/113,150-152).

DİYANET’E GÖRE ISTAKOZ YEMEK HELAL

Kur'ân ve Sünnette yenilmeyecek olan hayvanlar ile ilgili bir liste verilme yönüne gidilmemiş, domuz gibi ismi belirtilerek yasaklananların yanında diğer hayvanlar için ilke ve ölçüler konulmakla yetinilmiştir. Bu nedenle yenmesinin haram olduğu hususunda ittifak edilen hayvanlar oldukça sınırlıdır.

Ayrıca sağlığa zararlı maddelerin tüketilmemesi İslâm’ın genel ilkelerinden kabul edilmiştir. Bunun dışında, hakkında açık hüküm bulunmayan ürünlerin hükmü hususunda âlimler, yukarıda da belirtildiği gibi ihtilaf etmişlerdir.

Aslında bu tür ihtilaflar meselelerin daha iyi anlaşılmasına katkı sunduğu gibi mükellefler için uygulamada kolaylık da sağlamaktadır. Yukarıda verilen bilgiler çerçevesinde yengeç, ıstakoz, karides, kalamar ve midye gibi ürünlerin üretimi ve tüketiminin helal olduğu söylenebilir.”

Muhabir: Bünyamin Altıntaş