Özellikle tekstil, inşaat ve mobilya sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar, bu süreçte ayakta kalmakta zorlanıyor. 2025’in ilk altı ayında konkordato ve iflas başvurularında ciddi oranda artış yaşandığı raporlandı.
KONKORDATO BAŞVURULARINDA YÜZDE 100’Ü AŞAN ARTIŞ
Hukuki süreçlere yansıyan verilere göre, 2025’in ilk yarısında konkordato başvurularında geçen yılın aynı dönemine göre iki katın üzerinde artış yaşandı. Geçici mühlet kararı verilen firma sayısı yüzde 108 artarak 1259’a ulaştı. Kesin mühlet verilen şirket sayısı ise yüzde 236’lık rekor bir artışla 822 oldu.
Aynı dönemde konkordato talepleri reddedilen firma sayısı da yüzde 95 artışla 333’e yükseldi. Öte yandan iflasına karar verilen şirket sayısı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 101’lik artışla 553 olarak kaydedildi. Bu istatistikler, sadece bireysel firmaların değil, sektörlerin geneli üzerinde ciddi bir daralma olduğunu ortaya koyuyor.
MALİYETLER VE FİNANSMANA ULAŞIM SÜRECİ ZORLAŞTIRDI
Konkordato sürecindeki artışın nedenlerine dair açıklamalarda bulunan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, sektörün içinde bulunduğu mali sıkıntılara dikkat çekti. Özellikle fason üretim yapan, öz sermayesi zayıf işletmelerin yüksek faiz ortamında finansmana erişimde zorlandığını belirten Öksüz, ayrıca asgari ücretin artışıyla birlikte işverenin yükünün de büyüdüğünü ifade etti.
Konkordato sürecinin yalnızca başvuru yapan firmayı değil, onunla çalışan tedarikçi, taşeron ve lojistik şirketlerini de etkilediğini söyleyen Öksüz, zincirleme bir ekonomik kırılganlık yaşandığını vurguladı. Bu sürecin durdurulabilmesi için, özellikle ihracat yapan firmalara özel finansman çözümleri ve enerji maliyetlerine yönelik destek paketleri gerektiğinin altını çizdi.
KOBİ’LERİN REKABET GÜCÜ ZAYIFLIYOR
İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçılar Birliği Başkanı Erkan Özkan da konkordato sürecinden etkilenen sektörler arasında mobilyanın da önemli yer tuttuğunu belirtti. Özkan, yüksek maliyetler ve sermaye yetersizliği nedeniyle birçok firmanın üretim kapasitesini düşürmek zorunda kaldığını, bunun da rekabet gücünü zayıflattığını söyledi.
Özkan’a göre, mevcut koşullarda kurumsallaşma, dijital dönüşüm, eğitim ve mentorluk destekleri KOBİ’ler için hayati önem taşıyor. Firmaların bu süreçte kriz yönetimi konusunda daha donanımlı hale gelmesi gerektiğini belirten Özkan, devletin bu alanlara yönelik teşvik ve rehberlik mekanizmaları oluşturmasının önemine değindi.
TEKSTİL, İNŞAAT VE MOBİLYA EN FAZLA ETKİLENEN SEKTÖRLER ARASINDA
Rakamlar ve uzman yorumları, en fazla etkilenen sektörlerin başında tekstil, inşaat ve mobilya sektörlerinin geldiğini gösteriyor. Hem iç piyasadaki daralma hem de ihracatta yaşanan durağanlık, bu sektörlerdeki işletmeleri iflasa sürüklüyor. Özellikle inşaat sektöründe malzeme fiyatlarındaki artış, projelerin tamamlanmasını güçleştirirken, tekstilde ise kur baskısı ve Avrupa’daki talep düşüşü firmaları zor durumda bırakıyor.
ÇIKIŞ YOLU NE OLABİLİR?
Uzmanlar, bu ekonomik darboğazdan çıkış için bazı yapısal adımların atılması gerektiği görüşünde birleşiyor. Bunlar arasında:
- Krediye erişimin yeniden kolaylaştırılması
- KOBİ’lere özel düşük faizli destek paketleri
- Vergi düzenlemeleriyle maliyetlerin hafifletilmesi
- Enerji ve lojistik destekleriyle üretim gücünün korunması
Ekonomi yönetiminin, konkordato taleplerindeki artışı sadece şirketlerin finansal zayıflığına değil, makroekonomik politikaların reel sektör üzerindeki etkisine bağlayarak, çözüm için daha kapsayıcı adımlar atması bekleniyor.
