Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, TOBB ETÜ Mezunlar Derneği tarafından düzenlenen “Savunma Sanayiinde İnsan Kaynakları Zirvesi”nde konuştu. Etkinlik, TOBB ETÜ’de düzenlenirken çok sayıda öğrenci, akademisyen ve sektör temsilcisi katılım gösterdi.
Ardıç, Türkiye’nin son 20 yılda savunma sanayiinde büyük bir dönüşüm yaşadığına dikkat çekerek, sektörün 100 milyar doları aşan bir hacme, bin 400’e yakın projeye ve yaklaşık 100 bin kişilik doğrudan istihdama ulaştığını söyledi.
2020’de 2,3 milyar dolar olan savunma sanayii ihracatının 2025 itibarıyla 8,5 milyar dolar seviyesine yükseldiğini belirten Ardıç, kilogram başı 50 bin dolar değerindeki ürünlerin ihracat hedefi olduğunu ifade etti.
KÜRESEL REKABETTE OYUN KURAN ÜLKE
Ardıç, savunma sektöründe yer alan 3 bin 500’den fazla firmanın, dünya genelinde 180’den fazla ülkeye ihracat yaptığını belirtti. Yerlilik oranının yüzde 80’in üzerine çıkmasıyla Türkiye’nin artık tasarlayan, üreten ve küresel rekabette söz sahibi olan bir ülke konumuna geldiğini söyledi.
“ANKARA SAVUNMA SANAYİİNİN MERKEZ ÜSSÜ”
Ardıç, ASELSAN, TUSAŞ, Roketsan, ASFAT ve MKE gibi dev kuruluşların tamamının Ankara’da faaliyet gösterdiğini hatırlatarak, bu firmaların dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında yer aldığını vurguladı.
Başkan Ardıç, sektörün ulaştığı gücü rakamlarla şöyle anlattı: 8,4 milyar dolarlık yıllık savunma sanayii ihracatının yüzde 60’ı Ankara’dan yapılıyor. 20 milyar dolarlık toplam cironun yaklaşık 14 milyar doları Başkent’e ait. Silah ve mühimmat ihracatının yüzde 55’i Ankara üzerinden gerçekleştiriliyor. Ardıç, bu verilerin Ankara’nın savunma sanayiinde ulaştığı yüksek katma değerli üretim kapasitesini ve ekosistem başarısını açıkça gösterdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİ ÜRETEN TOPLUMLAR TARİH YAZAR”
Konuşmasının devamında Ardıç, teknoloji geliştiren toplumların dünya sahnesinde kalıcı başarı elde ettiğini ifade ederek, Türkiye’nin teknoloji liginde üst sıralara çıkmasının doğru insan kaynağı ve doğru projelerle mümkün olacağını kaydetti. Ar-Ge yatırımlarının önemine değinen Ardıç, Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranının yüzde 1,46’ya yükseldiğini ancak bu seviyenin gelişmiş ülkelerin hâlâ gerisinde olduğunu belirtti.
İNSAN KAYNAĞI VE ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİNE VURGU
ASO Başkanı, savunma sanayiinin sadece üretim değil, aynı zamanda stratejik bir teknoloji ve yetenek üretim merkezi olduğunu söyledi. Üniversite-sanayi iş birliğinin daha derin, savunma odaklı ve sonuç verecek şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade etti. Büyük savunma şirketlerinin teknoparklar ve üniversitelerde Ar-Ge merkezleri kurmasının önemine değinen Ardıç, bu modeli daha da güçlendirmek istediklerini aktardı. Gençlerin savunma sanayiini artık “ilerlemenin vitrini” olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.
“TÜRKİYE ARTIK TAKİP EDEN DEĞİL, TAKİP EDİLEN BİR ÜLKE”
Seyit Ardıç, Türkiye’nin savunma sanayii alanında artık öne çıkan ülkelerden biri olduğunu söyleyerek, bu çizginin korunması için inovasyonun insan yüzüne, yani yetenekli gençlere, vizyoner kadrolara ve güçlü kurum kültürüne ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin savunma sanayiinde elde ettiği kabiliyetlerin gelecekte küresel rekabette ülkeye büyük avantaj sağlayacağını belirten Ardıç, “Bugün savunmada kazandığımız kabiliyet, yarın rekabette kazandığımız güçtür” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.





