Trump, toplantı sonrasında kameralar karşısına geçerek Netanyahu’nun kendisine sunulan 21 maddelik planı kabul ettiğini açıkladı; planın uygulanması için Hamas’ın onayı gerektiğini, Hamas onaylamazsa ABD’nin İsrail’e tam destek vereceğini söyledi.
PLANIN İÇERİSİNDE NELER VAR?
Trump’ın açıkladığı 21 maddelik planın, çatışmayı durdurma, Gazze’deki askeri kapasitenin zayıflatılması, rehinelerin serbest bırakılması ve geçici bir yönetim ile yeniden yapılanma sürecinin başlatılmasını hedeflediği belirtiliyor. Planın uygulanması halinde rehinelerin 48–72 saat içinde serbest bırakılmasının öngörüldüğü, Gazze’nin silahlardan arındırılması ve Hamas’ın askeri kapasitesinin ortadan kaldırılması gibi maddelerin yer aldığı aktarılıyor. Ayrıca uluslararası bir gözetim/denetim organı (Trump’ın ifadesiyle “Barış Kurulu”) kurulması ve geçici bir yönetim mekanizması tesis edilmesi planlanıyor. Bu ana unsurlar, planın hem güvenlik hem de idari dönüşüm hedeflerine işaret ediyor.
NETANYAHU’NUN TUTUMU NASIL?
Netanyahu’nun, Beyaz Saray’daki görüşmede planı desteklediği ve önerinin İsrail’in savaş hedefleriyle örtüştüğünü bildirdiği rapor edildi. Ancak planın detayları ve özellikle Gazze yönetiminin geleceğine ilişkin bazı konularda İsrail içi ve bölgesel aktörler arasında görüş ayrılıkları bulunduğu yorumları yapılıyor. Bölge devletlerinden bazıları planın içerik geliştirilmesine katkı sunduğunu belirtirken, Hamas’ın resmî tutumu henüz kesinleşmemiş durumda; örgütün talepleri ve kırmızı çizgileri nedeniyle nihai bir uzlaşı zor görünüyor.
ÜLKELERİN ROLÜ BÜYÜK
Trump, planın uygulanmasında Arap ve Müslüman ülkelerin, ayrıca uluslararası kuruluşların rol alacağını; geçici yönetimde Hamas’ın doğrudan rolü olmayacağını, bunun yerine bölgesel aktörlerin ve uluslararası uzmanların yer alacağı bir düzenleme öngörüldüğünü söyledi. Basında yer alan haberlere göre öneride, Gazze’nin yeniden imarı ve güvenliğinin sağlanması için dış destek ve denetim mekanizmaları kurulması, ayrıca bazı eski siyasetçi ve uzmanların (örnek olarak Tony Blair’in adı) sürece dahil edilmesinin planlandığı aktarılıyor.
REHİNELER, İTİRAFLAR VE DİPLOMATİK GÖLGELER...
Trump, plan kabul edildiği takdirde rehinelerin “en geç 72 saat içinde” serbest bırakılacağını vurguladı ve rehinelerin serbest bırakılmasının aileleri için öncelikli bir konu olduğunu belirtti. Görüşmeler sırasında bölgesel aktörlerle kapsamlı istişareler yapıldığı, bazı ülkelerin planın şekillenmesine katkı sunduğu; buna karşın görüşmeler sürecinde örneğin Katar ile yaşanan gerilimler ve Doha’daki olaylara ilişkin diplomatik açıklamaların da gündeme geldiği bildirildi. Planın içeriği ve sahadaki uygulama olasılıkları hâlâ yoğun tartışma konusu.
"BU DURUMUN ÇÖZÜLMESİ İÇİN ÇALIŞTIK"
Beyaz Saray’daki ortak açıklamada Trump’ın görüşmeden sonra kameralar karşısında yaptığı açıklamalar şöyle:
"Bin yıllardır devam eden şeyler ve çok çok yaklaştık artık. Çok teşekkür ediyorum. Çok güzel çalıştık. İkimiz de birçok ülkeyle çok iyi çalıştık. Bu durumun çözülmesi için çalıştık. Gazze'den bahsediyoruz. Gazze'nin ötesinde de meseleler var. Bir anlaşma var. Ortadoğu'da barış için çalıştık. Bugün barış için tarihi gün. Başbakan Netanyahu ve ben çok önemli toplantıyı sonuçlandırdık. Abraham sözleşmeleri, İran ve en önemlisi Gazze'deki savaşı nasıl sonlandıracağımızı konuştuk.
"BEKLENENİN ÇOK DAHA ÖTESİNDE BİR ŞEY OLDU"
Bu beklenenin çok daha ötesinde bir şey oldu. Orta Doğu, İsrail'in komşularından aldığımız destek her biri harikadıydı. Bu sabah bölgedeki ortaklarımızla kapsamlı istişareler yürüttük. İsrail bu süreci çok iyi değerlendirdi. Bahsettiğimiz ülkelerle çalışarak yürüttü. Birçok Arap ve müslüman ülkelerin liderlerine bu önerin geliştirilmesine yaptıkları katkılardan teşekkür ediyorum. Avrupa'daki müttefiklerimiz de katkı verdiler. Bazıları 'duyduğumuz en inanılmaz şey' dediler. Bazıları 'Arap liderleri ve diğer liderleri ile konuştunuz mu?' dediler. Başbakan Netanyahu'ya da bu planı kabul ettikleri için bize güvendikleri için çok teşekkür ediyorum.
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN GÜÇLÜ BİR ARKADAŞIM"
Ölüm ve yıkım artık yerini refaha, güvenliğe bırakacak. Bu süreçte birçok ülkeyle diyalog yürüttük. Suudi Arabistan bunlardan biri. Kral gerçekten büyük insan. Katar Emiri, BAE inanılmaz insanlar. Bu sürece katkı koydular. Ve sürecin gerçekten içinde yer aldılar. Müzakere sürecinde bize fikirler verdiler. 3 bin yıldan sonra gerçekten biraz karmaşık bir mesele var karşımızda. Ürdün kralı bizimle birlikteydi. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan güçlü bir arkadaşım, yakın arkadaşım, güçlü bir adam. Endonezya gerçekten muazzam lider."
"HAMAS KABUL EDERSE REHİNELER SERBEST KALACAK"
Pakistan Başbakanı en başında bizimle birlikte oldular. Bu sürece inandıklarını açıkça ilan ettiler. Pakistan Başbakanından, genelkurmay başkanından yüzde 100 destek aldık. Mısır Cumhurbaşkanı yıllar içerisinde tanıdığım insanlar. 2015'in ortalarında başladı. Başkanlık görevine geldikten sonra tanıma imkanım oldu. Birçok süreçte kendileriyle bir araya geldim. Büyük adamlar ve büyük kadınlar. Hamas tarafından kabul edilirse bu öneride geriye kalan rehineler derhal serbest bırakılacak. En geç 72 saat içinde serbest bırakılacak. En başından beri bunu söyledim. Aileler için bu çok önemli. Genç erkeklerin cenazeleri geri gelecek. Aileler gerçekten bunu başarmayı çok istediler. 'Ölmüş oğlumun cenazesini istiyorum' dediler. 'Oğlum sağ mı bunu bilmek istiyorum' dediler. Bu aynı zamanda savaşın sonlandırılması anlamına geliyor.
"ARAP VE MÜSLÜMAN ÜLKELER HAMAS'LA MUHATAP OLACAK"
Arap ve müslüman ülkeler yazılı olarak bu sürece taahhütlerini bildirdiler. Gazze'nin silahlardan arındırılması, Hamas'ın askeri kapasitesinin ortadan kaldırılması ve adını andığım diğer ülkelerde, yine buralarda Hamas'la muhatap olacak. Hamas'ın da bu işin yapılmasını istediğine inanıyorum. Hamas'a ait silahlar, tüneller, silah üretim tesisleri imha edilecek. Aynı zamanda yerel polis kuvvetleri eğitilecek. Bunu zaten görüşüyoruz. Gazze'de bir geçiş yönetimi göreve gelecek. Tüm taraflar İsrail'li güçlerin çekilmesi için bir takvim üzerinde anlaşacak, ateş edilmeyecek. İsrail'in de bu koşulları yerine getirmesi için fırsat tanınacak. Benim hiç muhatap olmadığım bir grup Hamas. Arap ve müslüman ülkeler bu noktada Hamas'la muhatap olacaklar.
"UZUN ZAMANDIR BEKLEDİĞİMİZ BİR ŞEYDİ"
Bunu yapmazlarla İsrail ABD'nin tam desteğiyle diğer liderlerimiz burada, başkan yardımız burada, kendileri bu sürece çok yakından dahil oldular. Tam oradaydılar. Binlerce yıldır ilk kez bu noktaya geldik. Tarihe bakarsanız binlerce yıldır bu durumdaydı. Artık Hamas tehdidini ortadan kaldırma hedefi doğrultusunda İsrail adım attı. Barışı getirme konusunda kararlı davrandım. Hamas anlaşmayı reddedebilir. Bu da mümkün. Umuyoruz ki olumlu cevap verirler. Olmazsa İsrail bizim tam desteğimizle gerekeni yapacaktır. Özellikle Hamas'ın yaratmış olduğu tehlikenin ve terörün sona ermesi gerekiyor. Uzun zamandır beklediğimiz bir şeydi bu. Bu planın başarılı olması için bir uluslararası gözetim organının yaratılması, buna da Barış Kurulu diyeceğiz. Çok güzel bir isim.
"NİTELİKLİ UZMANLAR KATILACAK"
Elbette bunun işe yaramasına ihtiyacımız var. Arap dünyasının liderleri, İsrail ve süreçte yer alan herkes bu sürece dahil olacak. ABD Başkanı Trump'ın isteğiyle yapacaklar bunu. Biraz ilave iş olacak onlar için. Bunu doğru yapmamız gerekiyor. Burada birçok liderle görüşeceğiz. Bu kurulda yer almak isteyen kişilerden biri İngiltere'nin eski Başbakanı Tony Blair. Başka isimler var önümüzdeki günlerde isimlerini açıklayacağız. Herkes benim de bu kurulda olmamı istedi. Dünya Bankası ve diğer kurumlarla çalışarak yeni bir yönetimin kurulmasını sağlayacağız. Filistinlilerle birlikte nitelikli uzmanlar bu kurula katılacak. Hamas yetkilileri bu kurulda ve Gazze'nin yönetiminde doğrudan ve dolaylı bir rol üstlenmeyecek.
"7 EKİM'İ ASLA UNUTAMAYIZ"
Hamas liderleri ve askerleri öldürüldü. 7 Ekim'i asla unutamayız. Binlerce kişi bunun bedelini ödedi. Artık rehineleri geri alma zamanı geldi. İsrail Başbakanı Netanyahu İsrail'in pozisyonunda ve Filistin devleti konusunda çok net. 7 Ekim'i hatırlatıyor ve bunu ben ve birçok kişi anlıyor. Bu yaptığı şey İsrail için son derece iyi olacak. İsrail'de dört bir yanda kalabalıklar toplanıyor ve benim ismimi söylüyor. 'Lütfen rehineleri geri getirin ve savaşa son verin' diyorlar. Onlar artık bıkmışlar. Normal bir hayata nasıl döneceğini bilmiyoruz ama İsrail halkı artık normalizasyonun gelmesini istiyor. Birçok ülke Filistin devletini tanımış durumda. On yıllardır devam eden durumdan bıktıkları için bu adımı attılar. Ortadoğu ile ilgili hep aynı şeyleri söylediler, barışın gelmek istediklerini söylediler. Bunu benden fazla kimse isteyen yoktur ama asıl isteyen İsrail halkı. 32 cenaze ve 20 kişi canlı olarak geri gelsin ve barışı istiyorlar.
"ONLARIN KADERİ KENDİ SORUMLULUĞUNDA OLMALI"
Hamas Filistinli halkı tarafından seçildi. İsrail Gazze'den çekildi. Barış içinde yaşayabilecekleri düşünülüyordu. Ama barışın tam tersi gerçekleşti. İsrail geri çekildi, Filistinlilere bıraktı. Bu güzel bir anlaşma gibi gelmiyor kulağa demiştim. Deniz kıyısını verdiler. 'Böyle bir anlaşmayı kim yapar ki?' dedim. Çok cömertçe davrandılar. Ortadoğu'da birçok açıdan çok güzel kara parçasını bıraktılar. Hamas 4 bin milden başka tünel inşa etti. İçlerini silahlar ve silah üretim merkezi inşa etti. Hastanelerin altına silahlar yerleştirdi. Hamas'ın merkezini vuruyorsunuz ama aynı anda bir okulu, camiyi, hastaneyi vurmuş oluyorsunuz. Filistinliler de barış içinde yaşamak istiyor. Birçoğunu gördüm. Filistinlilerin burada sorumluluk üstlenmelerini istiyorum kaderleri için. Onların kaderi kendi sorumluluğunda olmalı.
"BU REFORMU GERÇEKLEŞTİRMEZSE TEK SORUMLU KENDİLERİ"
Teröre karşı koyup parlak bir gelecek hakkına sahipler. Filistin halkı bu reformu gerçekleştirmezse tek suçlu kendileri olacak. Destek veriyoruz, Arap dünyasının müslüman dünyasının desteğini veriyoruz. Artık bugün savaşın derhal sonlanmasını bekliyoruz. Tüm rehinelerimizi geri almayı bekliyoruz. Herşeyi geri getirmeyi umuyoruz. Kalıcı şekilde İsrail'in güvenliğini sağlayacak koşulları yaratmak istiyoruz. Filistinlilerin güvenliği de olacak bu. Havaya ateş ettik ama işe yarayacak mı bilmiyoruz. Önümüzdeki günler içinde ateş edilmemesi gerekir. O bölgenin liderleri de aslında bu ihtimalin gerçek olacağı konusunda umutlu. Bu anlaşmanın uzun vadeli barışa bizi götüreceğine inanıyorlar.
"YILLAR ÖNCE DE BUNU DEMİŞTİM"
Burada İsrail'in yakın dostu olarak İbrahim sözleşmelerine aracılık ettim. Birçok insan Abraham diyor İbrahim diyorlar. Abraham kulağa daha zarif geliyor. Abraham sözleşmesi çok güzel. Bir grup dahiyle bu sözleşme hazırlandı. 4 ülke süreçte yer aldı. Bence bu aslında belki barışa yol açacak. Belki İran da buna dahil olabilir. İran'la çok iyi geçinemiyoruz ama burada gerçekten bir umut olduğuna inanıyorum. Onlar da bu sözleşmenin üyesi olabilir. Yıllar önce de bunu demiştim. Gerçekten onlar da burada olabilir. Onlar için de iyi bir şey olabilir. Ekonomik olarak iyi olabilir. Kudüs'te ABD Büyükelçiliği var. ABD Başkanları seçim kampanyalarında bunu söylüyorlardı. Neticede yapamadılar. Ben göreve geldiğimde bunu yapacağımızı söyledim. Tüm dünya böyle bir şey yapma' dediler. Sonuçta ben bunu hallettim.
"KALBİMDEN KONUŞMUŞ OLDUM"
Perşembe günü kararımı açıklamıştım. Çarşamba günü 'yapma' dediler. Ben de 'Cuma günü arayın' dedim. Sonra yine aradılar. Önceden konuşmak daha iyi olurdu dediğimi biliyorum. Herkes bu kararın dünyanın sonunu getireceğini söylüyorlardı. Ama hiçbir şey olmadı. Sadece sözümü tutmuş oldum. Yahudilerin olmasını istediği bir şeydi. Golan tepelerinde İsrail'in egemenliğini de tanıdım. BM çok ilginç vakaydı burada. Genel kurulda beni takdim ederken 'ABD Başkanı' dediler. Promterıma baktım hiçbir şey yoktu. Beni takdim ettiler ama promtırımda yazı ve metin yok. Sonra doğaçlama konuşma yaptım. Biden olsaydı herhalde yapamaz. İçimden gelen bir konuşma yapmış oldu. Kalbimden konuşmuş oldum. Yoksa başım büyük belaya girerdi."