Gündem karışık. Paralel mi, yoksa normal bir devlet mi bizi yönetiyor? Anlayamadık. Hem bizler hem bizi yönetenler kafasını toplayana kadar bir reklam arası vermekte fayda var.
Devir sonuna kadar, alabildiğine reklam devri. Ama biz bir türlü bu işi kotaramadık. En güvendiğimiz; festivallerden medet umduk. Ancak;
-Adı ne kadar “İzzet” olan sanatçı varsa çağırdık, lakin istediğimiz sonuç çıkmadı.
- “Yetmiş milyon bizi izliyor” dedik, adı sanı duyulmadık birkaç yerel TV’den başka adımızı anan olmadı. “Gergedan boynuzu” kadar ilgi görmedik.
- Afrika’dan zenci, Avrupa’nın en beyazlarından misafir, folklorcu getirdik, bırak Türkiye’yi Ankaralı bile renk vermedi. Morardık sadece.
- “Dünya ikincisi bizim kaplıca, gelin” dedik, “karakovan balı da var mı abi?” dediler. Anlatamadık derdimizi.
O zaman “B” planını uygulamak beklide daha faydalı olabilir. Bu reklam işini elbette Haymana toprağını çiğnemiş, ekmeğini yemiş, bir nebze olsa da “vefa borcu var” dediğimiz Haymana’nın medyatik insanları yapmalı. Sesimizi tüm memlekete ancak bu şekilde duyurma imkanımız olabilir. Haymana olarak bu insanlardan nacizane isteklerimiz olarak;
İstiyoruz ki…..
AnGara müzik piyasasında, hatta Türkiye de başarı basamaklarını hızla tırmanan Hüseyin KAĞIT, isminin başına belli bir süreliğine de olsa HAYMANA adını koysun. Ve HAYMANALI Hüseyin KAĞIT olarak belli bir zaman reklam, afiş ve programlarda boy göstersin. Hatta bir klibini de Haymana’da çeksin, Kaplıcanın içinde “Hayatı tesbih yapıp sallasın”. Celal DURSUN ve Oğuzhan SARAÇ isimli arkadaşlarımız katıldıkları programlarda HAYMANA ismini ellerinden geldiğince duyurdular, e o zaman bu misyon biraz da senin Hüseyin KAĞIT. Beklenen adımları atmanı bekliyoruz. Burada da “Arabanın benzini masraf” vallaha.
İstiyoruz ki…..
Ünü ülke sınırlarını aşan prof. hemşehrimiz Ömer ÖZKAN; Bir basın toplantısı yapsın ve “Tamam ben insan sağlığı ve estetiği adına faydalı ve önemli işler yapıyorum ama, asıl şifa ve sağlık; Allah’ın mucizesinin yeryüzündeki yansıması Haymana Kaplıcalarıdır” desin. Hatta; “Memleketimdir diye söylemiyorum ama, tüm sağlık sorunları hatta cilt sağlığına birebirdir. Ameliyatsız, Beren SAAT, botoks’suz Kıvanç TATLITUĞ olmanın sırrına mazhar olun” diye ekleme yapsın.
İstiyoruz ki….
Medya sektöründe artık bir marka olan, Abbas GÜÇLÜ ve Selahattin DUMAN kendi köşelerine; “Haymana’nın Kurtuluş savaşındaki önemini, Ama Haymana’nın ekonomik Kurtuluş savaşında beyaz bayrak salladığını ve artık devletin bir el atması gerektiğini” sık sık dile getirsin. Hatta Abbas GÜÇLÜ; bir “Genç Bakış” programını buyursun Haymana’da yapsın. Haymana gençliği de bir bakış baksın Türkiye Gündemine. Yanına Haymana Meslek Yüksekokulunu da katarak, bakışları çoğaltsın. Başkalarının bakışı bakışta, bizimkisi “şaşı bakış” değil ya.
İstiyoruz ki……
Bir dizi fenomeni olmaya başlayan Erkan KÖSE; katıldığı bir programda veya bir magazin demecinde; Haymanalı olmanın ayrıcalıklarından ve Haymana hamamlarından dolu dolu söz etsin. Hatta mümkün ise dizinin bir bölümünde hamam geleneğinden bahsederken; hamam sahnesinde; “Ahhh.. şimdi memleketim Haymana Kaplıcalarında olacaktım ki, siz asıl bendeki keyfi o zaman görün, kese kendi yürüyor, alimallah” diye bir doğaçlama yapsın.
İstiyoruz ki…. Valla istemesine bizler istiyoruz ama, acaba bu hemşerilerimiz bu işi ne kadar istiyor? Eminim onlar da en az bizler kadar, Haymana’nın bir marka olmasını, Kaplıcalarının tüm Türkiye’de, hatta dünyada duyulmasını istiyordur. O zaman ellerinden geleni yapmaları lazım. Eğer onlar yapmaz ise, bazı densizler ortaya çıkar ve TV’de; “Haymana beygiri” de der, “Haymana öküzü” de.
Ciddi iştir reklam. Harcadığından daha fazlasını kazandırır. O zaman pamuk eller cebe, cin fikirler beyne hücum edecek ki, semeresini alacaksınız. Yoksa durum ortada, bebesini kartal kapmış Fatma GİRİK gibi perişan ve şaşkınız…
SAYGILARIMLA