Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’nin düzenlediği “Kültür Sanat Sohbetleri” programına katılarak Altındağ’da yapılan kültür sanat faaliyetleri hakkında önemli bilgiler veren Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, soru/cevap bölümünde kültür sanat muhabirlerinin sorularını da açık yüreklilikle cevapladı.

İŞİMİZİ İYİ NİYETLE VE İNANARAK YAPIYORUZ
Hamamönü Kabakçı Konağı’ndaki programda Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir ve dernek üyeleriyle keyifli bir sohbet gerçekleştiren Veysel Tiryaki, Altındağ Belediyesi’nin düzenlediği Ankara içi geziler, sinema, tiyatro, şehir dışı geziler gibi etkinlikleri siyaseten yaptıklarının düşünülmemesi gerektiğini belirterek, “Siyaseten yapsaydık bir defa yapardık, bir daha yapar bitirirdik. Bunları iyi niyetle ve inanarak yaptığımız için 20 yıldır buradayız. Vatandaş da bunun farkında, çocuklar da farkında. Bir de Allah emeği karşılıksız bırakmaz, emek harcıyoruz.” dedi.

ÜNİVERSİTE YILLARIM GAZETECİ OLMA HAYALİYLE GEÇTİ
Sözü Kültür Sanat Muhabirlerine getiren Tiryaki, “Sizler de önemli bir iş yapıyorsunuz. Benim içimde uktedir. Ben de üniversiteye gazeteci olmak için gitmiş, gazeteci olamamış bir adamım sonunda. Üniversite son sınıfta okuduğum vilayette, bakın ilçe değil, vilayette dershane yoktu. Üniversite sınavı var, yok, ondan da haberimiz yoktu. Lise son sınıfta ‘üniversite sınavı var’ dediler, biz de ‘girelim’ dedik. Bazı arkadaşlarımız sınava falan girmedi, liseyi bitirdi bıraktılar. Ben ‘Basın Yayın Yüksek Okulu’nu yazacağım’ dedim.

Okulda da ‘Sözün Özü’ diye bir gazete çıkarıyoruz. Orada da bir şeyler yazıyoruz, çiziyoruz. O dönemde bir tarih öğretmenimiz vardı. Sonra üniversiteye geçti, profesör oldu. O tarih hocamız bana, ‘Gazeteci olmak istiyorsan Siyasala git’ dedi. Ben öyle Siyasala gittim. Siyasala gittim baktım herkes kaymakam olma derdine düşmüş. Ne kadar köylü varsa toplanmış oraya, ben de köylüyüm yanlış anlamayın. Herkesin, köyden, taşradan gelenlerin bir derdi var; kaymakam olmak.

Üniversite yıllarım gazeteci olmak hayaliyle geçti. Sonra kaymakamlık yaptığım yerlerde gazete çıkardım. Başyazıyı ben yazıyordum. Kaymakam olarak çıkardığım gazetelerde attığım manşetler de çok cesur manşetlerdi, şimdiki hiçbir kaymakam atamaz.

Ben Tufanbeyli Kaymakamıyım, o zaman çıkardım gazeteyi. Tufanbeyli, Kurtuluş Savaşı’nda kahramanlık gösteren (eski ismi Höketçe) Tufan Bey’in ismi veriliyor oraya. Aşağıda bir ilçe daha var Adana’da. Orada Ermeni ayaklanmaları falan oluyor. Şu anki ismi ‘Saimbeyli’. Oranın eski ismi de ‘Haçin’. Bu halk kahramanlarından dolayı bu isimler veriliyor. Tufanbeyli’de de bizim bir köyümüz var, ismi ‘Doğanbeyli’. Doğan Bey’den dolayı veriliyor, o da bir halk kahramanı.

Sonra bir gün Kültür Bakanlığı’ndan bir araç geldi, içerisinde iki tane büyük bronz heykel var. Belediyeler şu anda o heykelleri parayla yaptıramıyorlar, güçleri yetmiyor. İki tane bronz heykeli ilçeye bırakıyorlar, belediyenin önüne. Sonradan benim haberim oldu, birisi Tufan Bey diğeri de Doğan Bey. Herhalde birisi gelir bunları bir yere koyar diye düşündüm. Belediyenin, kaymakamlığın, kimsenin haberi yok. Bekledik bekledik, bekledik, hiç ilgilenen yok. Ben bir manşet attım, ‘Kalkmayı Bekleyen Kahramanlar’ diye, sonra geldiler kaldırdılar heykelleri.” ifadelerini kullandı.

Müzik dinletisinin de yapıldığı Kültür Sanat Sohbetleri programı toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.




