Yaşamkent Yangını Davasında Tahliye Tepkisi , Avukat Betül Zorlu "Ev Hapsi Kararı Aileleri Derinden Yaraladı. 26 Katlı Bina Yangınında dört sanığa ev hapsi kararı ve sorumluların serbest kalması kabul edilemez."dedi. Ankara’da 26 Katlı Bina Yangını Davasında tahliye kararı çıkarak 4 Sanık Ev Hapsine alındı.

Ankara’nın Çankaya İlçesi Alacaatlı Mahallesi’nde 12 Temmuz 2025’te 26 katlı bir binada çıkan yangında, biri 3,5 aylık bebek olmak üzere 3 kişi hayatını kaybetmişti. Facianın ardından açılan davada önemli bir gelişme yaşandı. Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu 4 sanığın ev hapsi ve adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Yangında hayatını kaybeden güvenlik görevlisi Muharrem Çetinkaya'nın Avukatı Betül Zorlu davaya ilişkin ankaranetaber.com'a özel açıklamalarda bulundu.

YANGIN DAVASINDA OLAYIN GEÇMİŞİ

Yangın , binanın 4. katındaki dairede başlamış ; itfaiye ekiplerinin yaklaşık dört saatlik çalışması sonucu kontrol altına alınabilmişti. Yoğun dumana maruz kalan 3 kişi yaşamını yitirirken, binada çok sayıda kişinin etkilendiği belirlenmişti.
Soruşturma kapsamında, binadaki elektrik tesisatı, asansör bakımı, yapı denetimi ve inşaat sürecindeki eksiklikler nedeniyle 13 kişi hakkında dava açılmış, 4 sanık tutuklanmıştı.

Mahkemede Sanıkların Savunmaları

Duruşmada tutuklu sanıklar çeşitli savunmalar yaptı:

Müteahhit Bedri Y., 2017’de projeden çekildiklerini ve daha sonra yapılan işlerden sorumlu olmadıklarını söyledi.

Şantiye şefi İbrahim K., projenin standartlara uygun yürüdüğünü, yangına neden olan elektrik tesisatında yer almadığını belirtti.

Müteahhit Kadir D., 2020 sonrası yaşanan mali kriz nedeniyle inşaattan uzak kaldığını, çalışmaların kooperatif tarafından sürdürüldüğünü ifade etti.

Yapı denetim şirketi sahibi Yavuz Selim K., 2018’de yapının mühürlendiğini, 2020’de firmasının iflas ettiğini ve bu tarihten sonra denetim sorumluluklarının bulunmadığını iddia etti.

Asansör bakım görevlisi Ali Can Ö., binadaki eksiklikleri tespit edip kırmızı etiket verdiğini, ancak bina sakinlerinin tedirgin olmaması için etiketi kaldırması yönünde baskı gördüğünü söyledi.

Savcılık mütalaasında da tutuklu sanıkların adli kontrolle tahliyesi yönünde görüş bildirdi.

Mahkeme, mevcut delil durumu ve tutukluluk sürelerini dikkate alarak 4 sanığın ev hapsi uygulanarak tahliyesine hükmetti. Dava 13 Şubat 2026’ya ertelendi.

Bahçeli terörsüz Türkiye süreci için İmralı mesajı verdi: 'Gerekirse üç arkadaşımı alır İmralı’ya giderim'
Bahçeli terörsüz Türkiye süreci için İmralı mesajı verdi: 'Gerekirse üç arkadaşımı alır İmralı’ya giderim'
İçeriği Görüntüle

YANGININ NEDENİ "ŞASE PATLAMASI"

İddianamede yangının, binanın şaft boşluğundan geçen elektrik iletim hattındaki malzeme uygunsuzluğu, gevşek bağlantılar ve deformasyon nedeniyle oluşan “şase patlaması” sonucu başladığı aktarılıyor. Dosyada müteahhitler, yapı denetim firması yetkilileri, site yöneticisi ve asansör bakım görevlileri sanık konumunda bulunuyor.
Sanıklar hakkında “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 15 yıla kadar hapis isteniyor.

Hayatını Kaybeden Güvenlik Görevlisinin Avukatı Zorlu: “Bu Bir İhmaller Zinciri”
Yangında asansörde mahsur kalarak ölen güvenlik görevlisi Muharrem Çetinkaya’nın Avukatı Betül Zorlu, mahkemenin tahliye kararının adalet beklentisini zedelediğini belirtti.

Avukat Zorlu, olayda çok sayıda sorumluluk zinciri bulunduğunu ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu: Bu facia yalnızca bir yangın değil, denetim ve sorumluluk eksikliğinin sonucudur. Asansörün kırmızı etiketli olması gerekiyordu ancak eksiklik tespit edilmesine rağmen etiket yapıştırılmadı. Binayı yapanlar ve yönetenler de risklere rağmen teslim sürecini tamamlayıp asansörü kullanıma açmıştır. Bu açık bir ihmaller zinciridir.

Zorlu, Çetinkaya’nın yardım etmek isterken hayatını kaybettiğini vurgulayarak:
“Onu ölüme götüren şey, sistematik bir denetimsizliktir. Deliller ortada, bilirkişi raporları açıktır. Sorumluluğu bulunan herkesin yargılama tamamlanana kadar tutuklu kalması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

Whatsapp Görsel 2025 11 18 Saat 11.12.44 0197Dddd

AİLENİN TEK TALEBİ ADALET

Avukat Zorlu , Çetinkaya Ailesinin süreci yakından takip ettiğini belirterek şunları söyledi: Müvekkilimiz görev yaptığı binada insanların güvenliğini sağlamak için çabalarken kullanıma kapalı olması gereken asansörde hayatını kaybetti. Bu dava yalnızca bireysel bir acının değil, Türkiye’deki yapı güvenliği ve denetim sisteminin sorgulanmasının da davasıdır.” Sanıkların duruşmada birbirlerini suçlayan savunmalar yaptığını ancak hiç kimsenin yapısal eksiklikler, elektrik tesisatı kusurları, asansör arızaları veya denetimsizlik konularında sorumluluk üstlenmediğini de görüyoruz.

BU DAVA EMSAL NİTELİĞİNDE

Avukat Betül Zorlu , davanın Türkiye’deki yüksek katlı binaların güvenlik standartlarını doğrudan ilgilendirdiğini dile getirerek şöyle konuştu: Her gün binlerce kişi bu tür yapılarda yaşıyor. Denetim süreçleri kimi zaman kâğıt üzerinde yürütülüyor. Bu dava, benzer yapıların gelecekteki güvenliğini etkileyebilecek bir emsal niteliği taşıyor. Ölen anne ve 3,5 aylık bebeğe de çok üzüldüm.

Avukat Betül Zorlu , yangında hayatını kaybeden anne ve bebek için derin üzüntü duyduğunu belirterek yakınlarına başsağlığı diledi. Zorlu, “Mahkemede yaşananlar hepimizin yüreğini dağladı. Aynı yangında hem eşini hem de 3,5 aylık bebeğini kaybeden, kendisi de yaralanan baba o geceyi anlatırken sesi titredi; salon bir anda sessizliğe büründü. Acısının ağırlığı hepimizi gözyaşlarına boğdu. Bu dava sadece bir yargılama değil; kaybedilen hayatların ve yarım kalan bir ailenin adalet arayışı” dedi.

Kaynak: Onur Dedeoğlu