Polis ekipleri tarafından 200’den fazla güvenlik kamerası kaydı mercek altına alındı. Yapılan incelemelerde Amir’in, dayısı M.E. ile birlikte baraj yolu üzerinde bir araca bindiği tespit edildi.

Şüpheli olarak gözaltına alınan dayı M.E., emniyetteki ilk ifadesinde yeğeninden haberi olmadığını öne sürdü. Bunun üzerine polis, AFAD, jandarma ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bölgede geniş çaplı arama kurtarma çalışması başlatıldı.

Arama çalışmalarının ikinci gününde, ekipler korkunç bir manzarayla karşılaştı. Kayıp çocuk Amir El Cedduğ, kafasından yaralanmış halde, diri diri toprağa gömülmüş vaziyette bulundu.

Ekiplerin diyalog kurduğu Amir, okul çıkışı dayısı tarafından kaçırıldığını, dövüldüğünü ve ardından toprağa gömüldüğünü söyledi. Olayın ardından cani dayı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Topraktan çıkarılan Amir, ağır yaralı olarak Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yoğun tedavi altına alınan küçük çocuk, doktorların müdahalesiyle hayati tehlikeyi atlattı.

Hastanede günler süren tedavinin ardından Amir, geçtiğimiz cumartesi günü taburcu edildi.

“3 GÜN BOYUNCA HİÇ UYUYAMADIM”
Evine kavuşan Amir, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Toprağın altında kaldığım 3 gün boyunca hiç uyuyamadım. Çok korktum. Sürekli Allah’a dua ettim. Beni bulmaları için yalvardım.”

Ailesiyle yeniden bir araya gelen Amir’in psikolojik destek sürecinin de devam ettiği öğrenildi.

“DAYISI ARAMA KURTARMAYA KATILDI”
Amir’in babası Muhammed El Cedduğ, olayla ilgili yaptığı açıklamada, oğlunu toprağa gömen dayının arama kurtarma çalışmalarına da katıldığını belirterek yaşadıkları şoku dile getirdi.

Baba El Cedduğ, şu ifadeleri kullandı:

“Evladımı diri diri toprağa gömen kişi, hiçbir şey olmamış gibi arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Hiçbir şey belli etmedi. En ağır cezayı almasını istiyoruz.”

"TOPRAK VE KAYANIN ALTINDA 3 GÜN GECE HİÇ UYUYAMADIM"
Dayısının kendini toprağa gömdüğü günden itibaren 3 gün boyunca Allah'a dua ettiğini belirten Amir El Cedduğ, "3'üncü sınıfa gidiyorum. Büyüyünce avukat olmak istiyorum. Okulda Türkçe, hayat bilgisi ve matematik derslerini seviyorum. O gün dayım okula geldi ve bana, 'annen ve baban okuldan seni benim almamı istedi' dedi. Ben de tamam dedim. Okuldan alıp arabaya bindirip gömdüğü yere götürdü. Arabada bana bir şey söylemedi, sadece beni boğmaya çalıştı ve dövdü. Ben dayaktan bayılmışım ve dayım da öldüğümü düşünüp yarı toprağa gömüp kayalarla üstümü kapatıp terk etmiş. Ben de orada 3 gün boyunca kaldım. Arama kurtarma çalışmaları yapılınca konuşamadım. Birilerinin olduğunu hissedip elimi kaldırdım. Görevli Ramazan abi beni gördü ve kurtardı. Taşları üzerimden alıp ambulansa koyup hastaneye gittik. Toprak ve kayanın altında 3 gün gece hiç uyuyamadım, sürekli Allah'a dua ettim. Babam ve birileri beni bulsun diye dualar ettim. Allah duamı kabul etti, şimdi çok iyi durumdayım. Ailemle olduğum için mutluyum. En kısa zamanda okula gitmek istiyorum. Dayımla arabadayken konuşamadım, çünkü beni boğmaya çalışıyordu. Önceden dayım hiç okuldan alıp eve götürmedi. Sürekli annem, babam veya dedem alıyordu. Dayım ilk defa okula geldi ve baban beni gönderdi diye kandırdı. Dayımın neden böyle yaptığını bilmiyorum. Ben evin yolunu biliyordum, dayıma neden bu yolda gittiğimizi sordum cevap vermedi. Okulda öğretmenimi, arkadaşlarımı ve müdürümü özledim" dedi.

Evladını aramak için başlatılan çalışmalara dayının da katıldığını söyleyen baba Muhammed El Cedduğ, "Oğlumun durumu gayet iyi gidiyor, cumartesi günü taburcu edildi ve 2 gün sonra hastaneye kontrole gideceğiz. Oğlumun tekrar eve döndüğü için duygularımı ifade edemiyorum, Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Oğlumun eve gelmesini hiç ummuyorduk ama çok şükür şimdi bizlerle kaldı. İyileştikten sonra okuluna dönecek, dayısıyla hiç görüşmedik. Türkiye Cumhuriyeti'nden ona en ağır ceza verilmesini istiyorum. Dayısı oğlumun kurtarılması için arama kurtarma ekibine katılıp aramaya çalıştı, hiçbir şey olmamış gibi oğlumu aradı. Polis ekipleri kameralarda dayının aracını görünce durumu anlayıp dayısını gözaltına aldılar. Dayısı arama yaparken hiçbir şey belli etmedi. Dayısı, 'ben bile çok susadım ve Amir'in durumu nedir' diye söylemlerde bulundu. Dayısı çok şeytan birisiydi. Arama kurtarma çalışmalarında hiç hissettirmedi. Biz de beklemiyorduk. Dayısı yeğenine neden böyle yapar diye çok şaşırdık. Aile ilişkileri iyiydi ve ablasıyla da sorunu yoktu. Neden yaptığını bilmiyorum. Cezaevinde hiç görüşmedik. Oğluma asla başka birilerinin aracına binme diye uyardım. Dayısı okula gelip baban beni gönderdi diye söyleyince oğlum da inandı. Amir okuldan evin yolunu biliyordu. Arabadayken yolun farklı yere gittiğini görünce dayısına 'biz eve gitmiyoruz' dedi. Dayısı da oğluma, 'ben sana çikolata alacağım ve bakkala gidiyoruz' demiş. Oğlum da burası bakkal yolu da değil deyince cevap vermemiş ve boğmaya çalışmış" ifadelerini kullandı.

Editör Hakkında