Kalbimiz günde ortalama 100 bin kez kasılarak yaklaşık 8 bin litre kanı dolaşıma pompalar. Bu çalışkan organımız sağlıksız beslenme, aşırı stres, genetik yatkınlık ya da sigara gibi nedenlerle işlevini yapamazsa kalp krizi geçirebiliriz. Kalp krizi geçirdiğimizi nasıl anlarız? Kalp krizi esnasında hayat kurtaracak davranışlar nelerdir?
DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Kalp krizi ya da tıbbi adıyla miyokardinal infarkt, kalbi besleyen damarların tıkanması ya da aşırı daralması sonucu kalp kasına giden kan akışının durması olarak tanımlanır. Kalp krizinde kan akışı kesildiği için acil müdahale hayati önem taşır.
Kan damarlarında biriken yağ, kalsiyum ve bazı enfeksiyonlar plak oluşumuna neden olur. Bu plaklar damarların daralmasına ve tıkanmasına yol açar. Yüksek kolesterol (LDL) ve yüksek trigliserid değeri sonucu damarlarda sertleşme, kalınlaşma ve tıkanma meydana gelebilir. Böylece kan, kalp damarlarında akamaz ya da kan akışı yavaşlar. Bunun sonucunda kalp krizi meydana gelir.
Kalp krizi; aşırı soğuk, obezite, diyabet, ağır fiziksel iş yükü, yorgunluk, gece geç saatlerde aşırı yağlı ve çok yemek yemek, yaşanan ani duygu durum değişikliklerinden de tetiklenebilir.
Kalp krizinin en yaygın belirtileri şunlardır:
Baskı, sıkışma tarzında genellikle üzerine biri oturmuş şeklinde tarif edilen 15 dakikadan uzun süren göğüs ağrısı.
Omuz, kol, sırt, boyun, çene, dişler veya üst karın bölgesine yayılan ağrı veya rahatsızlık hissi.
Bulantı ve soğuk terleme.
Ciddi nefes darlığı.
Baş dönmesi, sersemlik hissi.
- Kalp krizi anında öncelikle bir sağlık kuruluşundan ambulans talebinde bulunun. Sakin kalmaya çalışın.
- Aspirin için veya çiğneyin. Bu, kanın pıhtılaşma riskini azaltma etkisinden dolayı önerilen bir yöntemdir.
- Kalp krizi esnasında ayakta bulunmak sakıncalı olabilir, bu nedenle uzanın.
- Uzandığınızda ayaklarınızı yukarı kaldırın.
- Baş dönmesi ve bayılma gibi şikayetler yaşandıysa kuvvetli bir şekilde öksürmeye çalışın. Bu, kalp atımını hızlanacaktır.
Risk faktörlerinin azaltılmasıyla ikinci bir kalp krizi de önlenebilir. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirilmesi, düzenli olarak doktor kontrolüne gidilmesi, varsa ilaçların kullanılması çok önem taşır. Hayvansal gıdalar ve tuz tüketimi azaltılmalı, sebze yönünden zengin bir diyet programı oluşturmalı, egzersiz yapılmalı ve kilo kontrolüne de dikkat edilmelidir.