Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinde mezarcılık yapan 65 yaşındaki Yusuf Ebu Hatab, İsrail’in sürdürdüğü saldırılar sırasında son iki yılda yaklaşık 18 bin kişiyi toprağa verdiğini ifade etti. 2005 yılından bu yana mezarcılık yaptığını belirten Ebu Hatab, saldırıların başlamasıyla birlikte defin işlemlerinin hayatının merkezine yerleştiğini söyledi.
YERALTI MEZARLARINDA 15 CENAZE
İsrail’in yoğun saldırıları nedeniyle mezarlık alanlarının yetersiz kaldığını anlatan Ebu Hatab, yer sıkıntısı sebebiyle yeraltı mezarlarında aynı odaya 15 cenazeyi defnetmek zorunda kaldıklarını dile getirdi. Katliamlar, toplu mezarlar ve yeraltı definlerinin artık günlük hayatın bir parçası haline geldiğini vurguladı.
NASIR HASTANESİ AVUSU TOPLU MEZARA DÖNDÜ
Ebu Hatab, İsrail ordusunun Nasır Hastanesi’ni kuşatma altına aldığı dönemde hastane avlusunu mecburen toplu mezara çevirdiklerini belirterek, burada 550 cenazeyi defnettiğini aktardı. Yardımcısı olmadığı için cenazeleri tek başına yıkayıp kefenlediğini söyleyen Ebu Hatab, delilleri belgelemek amacıyla cep telefonuyla kayıtlar aldığını da anlattı.
KUŞATMA ALTINDA 1 AYDA 1270 DEFİN
İsrail ordusunun 10 Temmuz’da Han Yunus’taki mezarlıkları kuşattığı dönemi de anlatan Ebu Hatab, kimsenin mezarlıklara girmeye cesaret edemediği sırada kendisinin yeraltı mezarlarını açtığını söyledi. Bu süreçte yalnızca bir ayda 1270 cenazeyi defnettiğini ifade etti.
“BİR HAFTADA 50-60 KİŞİYİ DEFNEDİYORUZ”
Defin işlemlerinin hâlâ devam ettiğini belirten Ebu Hatab, yaşanan yoğunluğu şu sözlerle anlattı:
“Bir haftada yine 50-60 kişiyi defnediyoruz. Önceden (ateşkesten önce) bir günde 50-60-70 hatta 100 kişiyi defnediyordum. Sabah saat 06.00'da işe başlıyorum, akşam namazından sonraya kadar devam ediyorum. Bazen akşamdan sonra bile defin için getirilen cenazeler oluyor.”
“KALBİMDE OLANI KİMSE BİLEMEZ”
Tanıklık ettiği katliamların ruhunda derin yaralar açtığını dile getiren Yusuf Ebu Hatab, yaşadığı psikolojik yıkımı şu ifadelerle anlattı:
“Ruh halimi nasıl anlatayım. Kardeşini ve oğlunu kaybetmiş, 18 bin kişiyi de defnetmiş bir kişi nasıl olabilir. Hâlâ akıl sağlığımın yerinde olduğuna şükrediyorum. 65 yaşındayım ve hamdolsun ayaktayım ama kalbimde olanı kimse bilemez.
2 sene önceki benle şimdiki ben aynı değil. Artık içime kapandım, yalnızlığı sever oldum. İnsanlarla birlikte olmaktansa burada mezarlıkta olmayı tercih ediyorum. Mezarlık bende bağımlılık yaptı.”




