Yerel seçime doğru tüm adayların ortak söylemi; “Haymana’ya Organize Sanayi getireceğim.” Aslında Haymanayı kurtaracak en önemli proje, ama Haymana’ya da en uzak olan da o. Kulağa ne kadar hoş gelse de, içimizden ılık ılık bir şeyler aksa da, o kadar kolay olmadığı hatta çok çok zor olduğunu bilmekte fayda var.
Fayda var ki yarın olmayacak ya da olmama olasılığı yüksek bir dua’ya amin demenin vebaline cümbür cemaat girmeyelim.
Her şeyden önce burası bir turizm bölgesi ilan edildi ve buraya bir organize sanayi kurulması çok uzak bir ihtimal. Çünkü devlet politikası gereği, “turizm bölgesi” statüsü almış bir yere aynı anda “sanayi” statüsünü de almak imkansız gibi bir şey. Yani bize kırk katırı verdiler, kırk satırı da vermeleri olanaksız. Biz ise bir koltuğa daha portakal sığdıramamış iken, iki karpuz sığdırmaya uğraşıyoruz. Yani turizm bölgesi’mi olacağız? sanayi bölgesi mi? Bunun kararını devlet çoktan vermiş. Bizim bu saatten sonra işimiz gücümüz TURİZM üzerine yoğunlaşıp, neler “yapabiliriz’e” kafa yormak.
Neler istiyor Organize Sanayi?
Karayolu, demiryolu, havayolundan en az biri ya da birkaçına sahip olmak şartı. Bizde hangisi var? En kolayı karayolu, ama o zaman önce o sorun çözülmeli. Konya-Eskişehir bağlantı yolu yapılsa bile yeterli olup olamayacağı muamma.
Arazi eğimi %10 dan daha fazla eğimli olmayacak. Biz “Haymana platosuyuz, yaylayız” diye şişinirken bunun organize sanayi kurulma şartına engel olduğunu bilmem biliyormuyuz?
Biraz daha ruhumuzu karartmak gerekirse; Bölgesel kurulum alanı 500,000 metrekareden küçük olmamalıdır. Ana arter bir karayoluna sahip olmalıdır. Bir demiryolu istasyonuna 2 km’den uzak olmamalıdır. Yüksek enerji ihtiyacını karşılayacak santraller ve enerji nakil hatları üzerinde bulundurmalıdır. Gözümüzün üzerinde kaşımız olmamalıdır, gibi Haymana’yı epey aşan şartların birkaç tanesi.
Bir de işbirliği sıkıntısı var. Mesela devlet-sanayi-üniversite üçgeni var ki, Bermuda Şeytan üçgeni bunun yanında “mübarek” sayılır. Kurulacak yerde bir ya da birkaç, oraya buraya bağlı değil, direk özerk üniversite ve bu üniversiteye bağlı teknik bölümler istiyor ki, yaklaşık 50 öğrenciden oluşan, sağlık meslek yüksek okulu öğrencisi ile çıksak karşılarına, gülmekten, pıskırmaktan helak olurlar, gerekli “olur”u verecek merciiler.
Sonra nüfus şartı var ki, biz “güneş değmiş kartopu” gibi günden güne erirken bu işgücü ihtiyacını nasıl karşılayacağız? Seçimden seçime artan nüfusumuzla; “gümbür gümbür geliyoruz” mu diyeceğiz. Seçimden sonra tepetaklak düşen nüfusu nasıl açıklayacağız? “Bir arkadaşa bakıp çıktılar” mı diyeceğiz? Dikkat edin organize sanayi kurulan kentlerin en azının nüfusu 100 binden az değil. Ve bu şehir merkezi nüfusu. Biz de merkezde kahvehaneler çalıştıracak garson bulamıyor neredeyse...
Hem sonra kalifiye eleman sorunu var. Biz hala musluk contasını değiştirecek, atan sigortayı bağlayacak usta sıkıntısı çekerken, kurulacak organize sanayi fabrikalarına mühendis, tekniker, usta, çırak, kalfa, ara eleman, hatta hamal bile bulabilecekmiyiz? Tüm köylerimizdeki gençleri bile toplasak, ille de yetişmiş ve vasıflı eleman isteyecekler. Velev ki bir kısmını dışarıdan karşıladılar, bu insanlara; barınacak yer, sosyal imkan, lojman, aktivite alanı gibi elimizde hiçbirisinin olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Kısacası Haymana’ya Organize Sanayi kurulması önümüzdeki 5-10 hatta 20 yılda zor, hatta imkansız. Bunu seçim vaadi yapan adaylar, koyacaklar önümüze somut verileri, sunacaklar tüm olabilirlikleri, “Olur mu, olur” diyebilelim.
Umutları kırmak iyi bir şey değil ama, bir realitemiz var ki; Bugün için Haymana’ya Organize Sanayi O-L-M-A-Z. “Yaparım” diyen ve başarabilen’e; değil Haymana Belediye Başkanlığı, ABD’deki beyaz saray bile dar gelir, "ekmek-musaf "çarpsın...
SAYGILARIMLA