Yemek, bir milletin kimliğidir. Tıpkı dil gibi, tarih gibi, gelenek gibi…

Sofralar sadece açlık giderilen yerler değil; bayramların, düğünlerin, doğumların ve hatta yasların merkezidir.

Anadolu kültüründe sofralar kutsaldır çünkü orada yalnızca yemek paylaşılmaz sevgi, hürmet, gelenek ve yaşanmışlıklar da bölüşülür.

İşte bu anlayışla,

Sincan Belediyesi bu yaz bambaşka bir deneyime kapı aralıyor: Gastro Sincan Gastronomi Festivali, 19-20 Temmuz tarihlerinde Sincan Park’ta gerçekleşiyor.

İki gün boyunca Sincan, yalnızca Ankara’nın değil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen lezzetleri, tarifleri, hikâyeleri ve insanları bir araya getirecek.

Festivalin mimarı ve en büyük destekçisi Sincan Belediye Başkanı Av. Murat Ercan, bu projenin ardındaki vizyonu şu cümlelerle anlatıyor:

“Bizler Sincan’da sadece fiziki dönüşümlerle değil, kültürel dirilişle de ilgileniyoruz. Her kaldırım taşıyla birlikte bir değer yükseliyor, her parkla birlikte bir nefes alanı açıyoruz. Gastro Sincan da bu değerlerin, bu birlik ruhunun sofraya yansıyan hali. Sincan, sadece sanayiyle, altyapısıyla değil; kültürüyle, mutfağıyla, kalbiyle de konuşulsun istiyoruz.”

Bir Lezzet Yolculuğu Başkentten Başlıyor

Gastro Sincan yalnızca yemeklerin sergilendiği bir panayır değil. Festival, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tatları, yöresel mutfakları, üretici kadınları, genç girişimcileri ve şefleri bir araya getiriyor. Yani her tabakta bir bölge, her stantta bir hikâye var. Kahramanmaraş’tan tarhana, Erzurum’dan cağ kebabı, Mersin’den tantuni, Kastamonu’dan etli ekmek…

Ve elbette Ankara’nın kendine has mutfağı: kapama, gözleme, bazlama, düğün pilavı, höşmerim...

Festival alanında kurulacak yemek atölyeleri, canlı sahne performansları, çocuk etkinlik alanları, kooperatif stantları ve sosyal medya deneyim noktaları, lezzeti sadece mideye değil; göze, kulağa ve kalbe de hitap edecek bir şölene dönüştürüyor.

Sofrada Herkes Var, Kadınlar, Gençler, Çocuklar…

Bu festivalin önemli bir yönü de kapsayıcılığı. Kadın emeğinin ekonomiye katılması, kooperatiflerin görünür kılınması ve yerel üretimin desteklenmesi Gastro Sincan’ın temel taşlarından biri. Başkan Ercan, “Bu topraklarda her kazanda alın teri vardır. Biz o teri görünür kılmak, emeğe kıymet vermek için bu festivali düzenliyoruz,” diyerek bu yönü özellikle vurguluyor.

Çocuklar için planlanan özel alanlarda hem eğitici hem eğlendirici atölyeler yer alırken; gençler, sahne etkinliklerinde ve sosyal medya içerik alanlarında festivalin dinamizmini hissedecek.

Birlikte Oturulan Sofralar, Birlikte Kurulan Şehirler

Günümüz şehir hayatında insanlar birbirinden uzaklaştı. Komşuluklar zayıfladı, selamlar azaldı, paylaşımlar yalnızca dijitalde kaldı. Gastro Sincan tam da bu eksikliğe ilaç gibi gelecek. Bir parkta kurulan sofralarla yeniden göz göze gelmek, bir tatlının tarifini öğrenirken tebessüm etmek, çocuğunuz oynarken komşunuzla çay içmek… Bunlar modern hayatın kaybettirdiği ama bizim yeniden hatırlamamız gereken değerler.

Murat Ercan’ın şu sözleri, festivalin taşıdığı anlamı derinleştiriyor:
“Bizim için bir festival, sadece eğlence değil. Şehre ruh veren, insanı buluşturan, kültürü yaşatan bir dokunuş. Gastro Sincan’la Sincan sadece yemek yemiyor; geçmişini anımsıyor, geleceğine yatırım yapıyor.”

Sofraya Davetlisiniz

Gelin, bu yazın en güzel günlerinden birinde, Sincan Park’ın gölgesinde, Anadolu’nun bereketini birlikte paylaşalım. Lezzetleri tanırken insanları tanıyalım. Sofralar büyüdükçe gönüller de genişler. Çünkü bir şehir, ancak birlikte kurulan sofralarda şehir olur.

19-20 Temmuz’da yolunuzu Sincan’a düşürün.

Bu sofra büyük, bu lezzet herkese yeter.

Gastro Sincan başlıyor, siz de bu hikâyeye dahil olun.