Sosyal medya, e-posta ve anlık bildirimlerle çevrili günlük yaşamda birçok kişi zihninin sürekli meşgul olduğunu, sakinleşmekte zorlandığını ortaya koyuyor. Uzmanların son yıllarda sıkça söz ettiği “patlamış mısır beyni” (popcorn brain) kavramı, tam da bu zihinsel durumu anlatmak için kullanılıyor. Tıbbi bir teşhis olmayan ifade, dijital uyaranların yoğunluğu karşısında beynin yavaş ve tek odaklı faaliyetlere karşı tahammülünün azalmasını tanımlayan bir metafor.

BÖYLE ORTAYA ÇIKIYOR

Araştırmalar, beynin yeniliğe karşı doğal bir ilgi duyduğunu ve her yeni uyaranın kısa süreli bir ödül hissi oluşturduğunu ortaya koyuyor. Bir bildirim, mesaj ya da kısa video görüldüğünde dopamin salınıyor ve bu da bir sonrakini arama davranışını güçlendiriyor. Sosyal medya platformları ve dijital içerik sistemleri ise bu döngü üzerine inşa ediliyor. Kaydır, yenile, tıkla, geç düzeni, beynin sürekli uyarılmayı “normal” kabul etmesine yol açıyor.

Ayrıca, çoklu görev yapıldığı düşüncesi de dikkat sorununu büyütüyor. Mayo Clinic’e dayandırılan araştırmalar, beynin aynı anda birden fazla işe odaklanmaya uygun olmadığını, görevler arasında sık geçişin dikkati parçaladığını ve zihinsel yorgunluğu artırdığını ortaya koyuyor.

Telefon Bağımlılığı (2)

SGK müjdeyi verdi: Artık ücretsiz olacak!
SGK müjdeyi verdi: Artık ücretsiz olacak!
İçeriği Görüntüle

RAKAMLAR NE SÖYLÜYOR?

Dijital içerik yoğunluğunun boyutu dikkat çekici. CNBC’nin paylaştığı 2024 verilerine göre sadece bir dakika içinde Instagram ve Facebook’ta yaklaşık 139 milyon video izleniyor. Psikolog Gloria Mark’ın uzun soluklu çalışmalarına göre ise ortalama dikkat süresi 2004 yılında 2,5 dakika iken, 2016’da 47 saniyeye kadar geriledi.

PATLAMIŞ MISIR BEYNİ Mİ, DİJİTAL TÜKENMİŞLİK Mİ?

Uzmanlara göre bahsi geçen iki kavram sıklıkla karıştırılıyor. Patlamış mısır beyni, huzursuzluk, yerinde duramama ve sürekli uyarılma ihtiyacıyla öne çıkarken; dijital tükenmişlik, yoğun ekran kullanımı ve taleplerin yol açtığı zihinsel ve duygusal bitkinlik olarak tanımlanıyor. Ekranla iç içe çalışan ya da sosyal hayatı büyük ölçüde dijital ortama taşınan kişilerde bu iki durumun farklı zamanlarda ya da birlikte görülebildiği belirtiliyor.

Beyin (1)

BELİRTİLER NELER?

Uzmanlara göre aşağıdaki durumlar sık yaşanıyorsa dikkatli olmak gerekiyor:

  • Bir işe birkaç dakikadan uzun süre odaklanamama

  • Amaçsız şekilde uygulamalar arasında gezinme

  • Telefonsuz kalınca huzursuzluk veya sıkıntı hissi

  • Kitap, film ya da uzun sohbetleri sürdürememe

  • Dinlenirken bile zihinsel bir “vızıltı” hissi

  • Gece geç saatlere kadar süren kaydırma alışkanlığına bağlı uyku sorunları

Telefon Bağımlılığı (3)

NASIL BAŞ EDİLİR?

Uzmanlara göre çözüm, teknolojiyi tamamen hayat dışına itmek değil; dikkatin kontrolünü yeniden ele geçirmek. Patient Info’da yer alan öneriler arasında şu adımlar öne çıkıyor:

KÜÇÜK DİJİTAL SESSİZLİKLER: Gün içinde kısa süreli telefonsuz anlar oluşturmak, beynin yavaşlamaya yeniden alışmasına yardımcı oluyor.

BİLDİRİMLERİ AZALTMAK: Gereksiz uyarıları kapatmak, zihinsel gürültüyü önemli ölçüde düşürüyor.

TEK İŞE ODAKLANMA: 10–15 dakikalık sürelerde yalnızca tek bir işe odaklanmak, dikkat becerisini güçlendiriyor.

EKRANSIZ ZAMANLAR BELİRLEMEK: Yemek saatleri, sabahın ilk bölümü veya akşam belirli zaman dilimleri için ekran molaları öneriliyor.

GERÇEK DÜNYA AKTİVİTELERİ: Yürüyüş, yemek yapmak veya yüz yüze sohbet gibi aktiviteler, daha dengeli bir uyarım sağlıyor.

FARKINDALIK EGZERSİZLERİ: Nefes ve bedensel farkındalık çalışmaları dikkatin toparlanmasına katkı sunuyor.

UYKUYI KORUMAK: Yatmadan en az bir saat önce ekranlardan uzak durmak, zihnin dinlenme sürecini kolaylaştırıyor.

CNBC’ye konuşan Dr. Nerurkar ise sosyal medya kullanımına net bir sınır öneriyor: Günde iki kez, en fazla 20 dakikalık bilinçli kaydırma. Bunun dışındaki zamanlarda telefonun yalnızca gerekli iletişim için kullanılması ve çalışma sırasında fiziksel olarak uzak tutulması öneriliyor.

Kaynak: Haber Merkezi