Geçtiğimiz hafta sonu Gölbaşı Polisevi’nde bir programa katıldım.
Haymana yolu üzerinden gidince karşınıza Mogan Gölü’nün ihtişamlı kıyısında son derece özele yapılmış bir polisevi yapılmış.
Emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Her ne kadar “Alaturka WC” arayanların zor bulduğu (Sadece bir tane var) bir küçük eksikliği olsa da büyük ilgi gördüğü içerideki kalabalıktan belliydi.
Lokantada yer bulmak zordu, kafesinde ise ayakta sıra bekleyenlerle doluydu.
Düşündüm acaba bu tesis gibi bir yerde neden Kuzey Ankara’da olmasın.
Ankara’nın kuzeyi, yıllar boyunca bu tür sosyal yatırımlarının sessiz bırakıldığı bir bölge olarak dikkat çekiyor.
Yolları yapılır, dev projeler tanıtılır, TOKİ blokları yükselir ama iş sosyal yaşamın temel taşlarına geldiğinde Kuzey Ankara bir türlü ‘sırayı’ alamaz.
Emniyet teşkilatımız için yapılan sosyal tesisler genelde şehir merkezinde, Çankaya ekseninde, ya da Batıkent – Yenimahalle tarafında yoğunlaşıyor.
Ama Kuzey Ankara’daki bu bölge Pursaklar,Çubuk, Akyurt, Kalecik gibi Anadolu insanının yoğun olduğu bölgeyi kapsıyor.
Ancak bu bölgede bir polisevi de yok.
Kuzey Ankara’da yüzlerce polis ve kamu çalışanı yaşıyor. Ulaşım olanakları sınırlı, sosyal alanlar yetersiz. İnsanların rahatça vakit geçirebileceği, konaklayabileceği ya da etkinlik düzenleyebileceği kamuya ait bir sosyal tesis neredeyse yok.
Kuzey Ankara özel sektöründe yatırım üssü olmaya devam ediyor. Yüzlerce fabrika ve özel yatırım kuruluşu tesisi var, yenileri de yapılıyor,
Peki neden?
Ya bu bölge, hala "uydu kent" mantığıyla değerlendiriliyor ve planlamaya dahil edilmiyor; ya da, kamu çalışanlarının “şehre hizmet” anlayışı bile bazı bölgelerde daha az görünür olmayı kabul etmiş gibi.
Her iki ihtimal de kabul edilemez.
Polis evi demek sadece yemek ve konaklama değil; aynı zamanda bir temsil, bir aidiyet, bir değer görme meselesidir. İnsanlar yaşadıkları bölgede bir kamu tesisine rastladığında kendilerini o şehrin bir parçası hisseder. Bu yalnızca bir binadan ibaret değildir, bir politika tercihini gösterir.
Kuzey Ankara’ya bir bakın: Devasa bir nüfus yoğunluğu, her geçen gün artan konut projeleri, genç aileler, yeni nesil okullar...
Buradan Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, Ankara Valiliği’ne ve Büyükşehir Belediyesi’ne bir çağrı yapalım:
Kuzey Ankara, kamu çalışanlarını sadece görev için değil, yaşam alanı olarak da görmek istiyor.
Bunlar lütuf değil, hizmettir.
Ve bu hizmet herkes kadar Kuzey Ankara’nın da hakkıdır.