Bildiğiniz gibi İçişleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve özel kalem müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevini ihmal” iddiaları için soruşturma izni verdi.
İddialar ; Savcılık ve diğer denetim organları (Mülkiye Müfettişliği, MASAK, Sayıştay, bilirkişi) raporlarına göre, ABB’in konser harcamalarında 32 şov / hizmet alımı ve “kamu zararına” yol açıldığı öne sürülüyor. Yaklaşık 154 milyon TL zarara dair iddialar var.
Savunma Süreci ; SN. Yavaş’a savunma vermesi için İçişleri Bakanlığı tarafından yaklaşık 1 hafta süre tanındığı (“7-10 gün standart süreç”) yönünde haberler var. Bu daha önceki buna benzer davalardan çıkardığım tahmin.
Yasal Tepki : Yavaş cephesinden gelen açıklamada, karara Danıştay’a itiraz edeceği vurgulanıyor.
Yavaş ; ilk açıklamasında Gökçek dönemine işaret ederek “Oysa geçmiş döneme ilişkin onlarca şikâyette, birimlerin yaptıkları işlerden belediye başkanının sorumlu tutulamayacağı yönünde kararlar verilmişken bugün tam tersi bir uygulamaya gidilmesi, açık bir çifte standarttır. Herkese ayrı ayrı işleyen bu adalet anlayışının kabul edilmesi mümkün değildir. Biz, adaletin er ya da geç tecelli edeceğine ve bu kararın da yargıdan döneceğine olan inancımız tamdır. Unutulmasın; hukuk bir gün herkese lazım olacaktır.”demişti.
Melih Gökçek ise ; “Mansur Yavaş, 5 milyon TL’lik Ebru Gündeş konserini 69 milyon TL’ye, 4.8 milyon TL’lik Tan Taşçı konserini 42 milyon TL’ye Ankaralının sırtına yüklerken iyiydi. Ama konu soruşturmaya gelince ‘Benim ne işim var?’ diye çıkışıyor. Sanki olay Uganda’daki bir belediyede olmuş gibi konuşuyor. Eğer ortada bir usulsüzlük varsa bunun hesabını vermekten niye kaçınıyor? Yoksa kendisinin de mi parmağı var?” yorumu getiriyor.
Siyasi Bağlam da CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP’li bazı isimler bu süreci “siyasi operasyon” olarak değerlendiriyor.
Sürecin bence Potansiyel Gelişimi ; Bu sürecin nasıl ilerleyebileceğine dair birkaç olası senaryo görüyorum: Soruşturmanın Derinleşmesi ve İddianame de ki gelişmelere Bakanlık izni verildiği için savcılık daha aktif çalışabilir ve Yavaş hakkında resmî dava süreci başlayabilir.
İddianame hazırlanır ve Yavaş ile Uzunoğlu, “görevi kötüye kullanma” ya da “ihmal” suçlarıyla yargılanabilir. Mahkeme süreci uzun olabilir; bilirkişi incelemeleri, raporlar ve savunma süreçleri kritik olacak.
İtiraz ve Yasal Mücadele konusunda ise ; Yavaş’ın Danıştay’a itiraz etme kararı önemli. Eğer Danıştay’ya götürür ve kararı durdurmayı başarırsa, soruşturma süreci gecikebilir ya da bazı iddialar geri çekilebilir.
Ya da Yasal süreç (itiraz + dava) CHP – muhalefet cephesinin de siyasi olarak kullanabileceği bir zemine dönüşebilir.
Siyasi Etki ve Kamuoyu açısından ; Bu soruşturma, Yavaş’ın ve CHP’nin seçimlerdeki konumuna etki edebilir. Muhalefet cephesi, süreci “hedef seçilme” olarak sunabilir; iktidar cephesi ise yolsuzluk iddiasını “hesap sorulması” olarak konumlandırabilir.
Kamuoyunun takibi, medyada çıkan detaylar (örneğin konser maliyetleri, sözleşmeler) sürecin kaderini etkileyebilir.Daha başka soruşturmaya eklenecek konular peş peşe gelebilir.
Bir ters köşe tahmininde de bulunayım ;
Uzlaşma veya Çözüm Arayışı da gelişebilir.
İdeal bir senaryoda, taraflar (siyasi + yargısal) bir noktada uzlaşma zemini bulabilir;
Yavaş savunmasını yaptıktan sonra bazı mali düzenlemeler yapılabilir.
Alternatif olarak, süreç “temiz siyaset” söylemiyle Yavaş için bir avantaj haline gelebilir.
Eğer soruşturmada usulsüzlük net olarak kanıtlanamazsa, kamuoyu nezdinde “siyasi saldırı” olarak algılanabilir. B gelişmelerde Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı yolundaki trendini artırır.
Ancak Riskler ve Tehlikeler de var.
Savcılık ve diğer denetim organları (Mülkiye Müfettişliği, MASAK, Sayıştay, bilirkişi) raporlarına göre, ABB’in konser harcamalarında 32 şov / hizmet alımı ve “kamu zararına” yol açıldığını . Yaklaşık 154 milyon TL zarara olduğunu mahkemeye gerekçeleri ile taşırsa Sn.Yavaş için olumsuz bur gündem de başlar.
Eğer mahkeme Yavaş, lehine karar vermezse, görevden alınma riski doğmasa da itibar zedelenebilir.
Süreç uzar ve medyada sürekli tartışılırsa, belediye yönetimi için operasyonel zorluklar, projelerde yavaşlama yaşanabilir.
İktidar açısından bu, muhalefetin güçlü bir ismini zayıflatmak için önemli bir araç olabilir; aynı zamanda muhalefetin de “haksız bir baskı var” söylemiyle mobilizasyon fırsatı yaratabilir.
Benim Değerlendirmemin sonuna geldiğimde ;
Orta vadede, soruşturma “davaya dönüşme” ihtimali yüksek görünüyor.
Bakanlık izni alındıysa ve iddialar nispeten somut (MASAK + Sayıştay + bilirkişi raporları var), yargı mekanizması bunu göz ardı etmekte zorlanır.
Kısa vadede, Yavaş cephesi Danıştay’a itiraz edecek ve yasal stratejiye odaklanacak. Bu adım hem yargı sürecini uzatabilir hem de siyasi meşruiyet kazanmaya yönelik bir kanal olabilir.
Uzun vadede, sonucu büyük ölçüde kamuoyu yönlendirecek. Mahkeme kararları kadar “soruşturma sürecinin nasıl algılandığı” da Yavaş’ın siyasal geleceği açısından kritik.
Son cümle,
Trafik sorunun tavan yaptığı, kış gününde su kesintilerinin uygulandığı Başkent Ankara da umarım soruşturma izni zaten zor yürüyen ABB hizmetlerine daha da kötüleşmesine yol açmaz.
Saygılarımla…