Türkiye bir kez daha yüreğini dağlayan bir acıyla sarsıldı. Görev uçuşu sırasında düşen C-130 uçağımızda şehit olan kahraman Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabır diliyorum. Bu ülke, her bir evladının canını vatan için ortaya koyduğunu bilir; ama hangi görev olursa olsun, onların güvenliği devletin en büyük sorumluluğudur.
Böyle zamanlarda duygularımız çok yoğun olur. Öfke, üzüntü, belirsizlik… Hele bir de kazanın hemen ardından sosyal medyaya servis edilen görüntüler ortaya çıkınca, toplumdaki kaygı ve kızgınlık daha da artıyor. Eğer bu görüntüler doğruysa, bunun nasıl, kimler tarafından ve hangi amaçla paylaşıldığının açıklığa kavuşması şarttır. Devletin resmi makamları açıklama yapmadan, bilgi kirliliğine kapılarak konuşmak ne sağlıklıdır ne de şehitlerimize saygıya uygundur.
Bugün susmak değildir çağrımız; bilakis sağduyuyu korumaktır. Yetkililerin yapacağı her açıklamayı dikkatle takip etmek, olayın tüm yönleriyle şeffaf şekilde ortaya çıkmasını talep etmek hepimizin hakkı ve görevidir. Ancak bunu yaparken acımızı siyasi polemiklere alet etmeden, ailelerin yüreklerine yeni yaralar açmadan konuşmak gerekir.
Unutmayalım: Biz bu acıları defalarca yaşadık ama her defasında devlet-millet birlikteliğiyle ayağa kalkmayı bildik. Bu kazada da öyle olacak. Sorumluluk zincirinde kimlerin görevi varsa hepsi titizlikle ortaya konulmalı, ihmal varsa hesabı verilmelidir. Ama bunu yaparken ortak duygumuz bir olmalı: Şehitlerimizin hatırasına sahip çıkmak.
Bugün yas günüdür. Bugün omuz omuza durma günüdür. Bugün, milletçe tek bir cümlede birleşme günüdür:
“Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Türkiye’nin başı sağ olsun.”