Yine bir bayram geride kaldı.

Bayramın ilk gününden itibaren televizyonlarda ve sosyal medyada tanıdık manzaralar: devrilen araçlar, siren sesleri, kavşaklarda bekleyen ambulanslar.

Fakat bu yıl alışılmışın dışında bazı farklılıklar vardı.

İçişleri Bakanlığı'nın devreye soktuğu yeni mobil radar sistemleri, 30–35 km aralıklarla yerleştirilen hız kontrolleri, binlerce ek personel ve sıklaştırılmış denetimler...

Çoğumuz  bu uygulamadan şikayetçi olduk. Bu yollar niye yapıldı gidilmeyecekse dedik.

Peki, Tüm bu tedbirler kazaları gerçekten azalttı mı?

Bakanlığın açıklamalarına göre cevap evet.

Otoyollarda, özellikle hız sınırı 140 km olan modern duble yollarda can kaybı yaşanmadı. 130 km olan kesimlerde ise sadece 2 kişi hayatını kaybetti.

Bu, geçmiş yıllarla kıyaslandığında gerçekten olumlu bir tablo. Otoyollar radarın koruyucu şemsiyesi altına alınmış gibi görünüyor.

Ancak şehre biraz daha yaklaştığınızda tablo değişiyor.

50 ila 80 km/s hız sınırlarının olduğu yollarda 22 kişi, 90 ila 110 km/s arası olanlarda 20 kişi hayatını kaybetti. Toplamda 3.913 kaza, 44 ölü, 6.370 yaralı...

Bir bayramda, sevdiklerine ulaşmak isterken hayatını kaybeden 44 insan. Her biri bir baba, bir anne, bir çocuk... Ne radar ne tabela onların hızını düşürebildi.

Yeni zincirleme kazalar artmış gibi.  Çünkü önde giden birden hızını düşürünce arkadan gelen de ona çarpmak zorunda kalıyor, onu takip edenlerde.

Bu noktada akla gelen soru şu: Radar mı hayat kurtarır, yoksa bilinç mi?

Evet, radarlar önemli. Denetimsizlik cezasızlığa, cezasızlık sorumsuzluğa dönüşüyor. Ama tek başına radar değil, sürücü psikolojisi, bayram yolculuklarının plansızlığı, tatil telaşı ve “bir şey olmaz” rehaveti bu kazaların asıl mimarları.

Bu bayramda alınan tedbirler, özellikle otoyollarda net bir sonuç verdi. Ancak şunu kabul etmeliyiz: sorunu yalnızca teknolojiyle değil, kültürle çözeriz.

Çocuklarımıza trafik bilinci öğretmeden,
Yorulunca kenara çekme alışkanlığını yerleştirmeden,
Hızla övünmenin yerine yavaşlıkla gurur duymayı koymadan,
Kazaları sadece "önleyemeyiz" anlamlandıramayız da.

Son Söz:

Radarlar hayat kurtardı mı? Evet.
Ama daha fazlası için herkesin frene değil, önce vicdanına basması gerek

Saygılarımla..